Döviz Cinsinden veya Dövize Endeksli Sözleşme Bedellerine İlişkin Duyuru Yayımlandı
Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı (“Bakanlık”) tarafından yayımlanan “Döviz Cinsinden veya Dövize Endeksli Sözleşme Bedellerine İlişkin Duyuru” (“Duyuru”) kapsamında döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayan sözleşmelere ilişkin geçiş sürecinin tamamlandığı ifade edilip, mevzuata aykırı durumlarla karşılaşılması durumunda idari yaptırım uygulanabileceği hatırlatılmıştır. Şöyle ki;
12 Eylül 2018 tarihli ve 30533 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 32 sayılı Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında Karar’ın 4. maddesine eklenen (g) bendi uyarınca Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri;
- Menkul ve Gayrimenkul alım – satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü menkul ve gayrimenkul kiralama, leasing sözleşmeleri,
- İş sözleşmeleri,
- Eser sözleşmeleri,
- Hizmet sözleşmelerinde,
Bakanlıkça belirlenen istisnalar dışında sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamayacaktır.
Bakanlık tarafından belirlenen istisnalar ise[1];
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin veya Türkiye dışarısında yerleşik gerçek / tüzel kişilerin Türkiye’de bulunan şube, temsilcilik ofisi, irtibat ofisi, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin alıcı veya kiracı olarak taraf oldukları gayrimenkul satış veya kiralama sözleşmeleri,
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri,
- Türkiye’de yerleşik kişilerin yurtdışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri,
- Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; Türkiye’de başlayıp yurtdışında sonlanan, yurtdışında başlayıp Türkiye’de sonlanan veya yurt dışında başlayıp yurtdışında sonlanan hizmet sözleşmeleri,
- Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; döviz cinsinden maliyet içeren eser sözleşmeleri,
- Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış sözleşmeleri,
- Türkiye’de yerleşik kişilerin kendi aralarında akdedecekleri; taşıt kiralama sözleşmeleri dışında kalan menkul kiralama sözleşmeleri,
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin taraf olduğu iş sözleşmeleri,
- 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu ile bu Kanuna dayalı olarak yapılan düzenlemeler çerçevesinde sermaye piyasası araçlarının (yabancı sermaye piyasası araçları ve depo sertifikaları ile yabancı yatırım fonu payları da dahil olmak üzere) döviz cinsinden oluşturulması, ihracı, alım satımı ve yapılan işlemlere ilişkin yükümlülükleri,
- Dışarıda yerleşik gerçek / tüzel kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin veya ortak kontrol ve/veya kontrolüne sahip bulunduğu şirketler ile serbest bölgedeki faaliyetleri kapsamında serbest bölgelerdeki şirketlerin işveren veya hizmet alan olarak taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmeleri
Şeklinde örnek olarak fakat bunlarla sınırlı olmaksızın sayılabilecektir.
Tebliğ kapsamında Bakanlık tarafından yukarıda örnek olarak sayılan istisnalar haricinde döviz cinsinden belirlenen sözleşmelerin taraflarca mutabakata varılamaması halinde sözleşme bedellerinin Türk parasına çevrilmesi ve artış oranın belirlenmesinde izlenecek yol belirlenmiş ve 2 (iki) yıllık geçiş süreci verilmişti.
Bakanlık tarafından tanınan geçiş sürecinin tamamlanmasından sonra istisna kapsamına girmeyen sözleşmeler gereği ödenecek bedellerin tekrar döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenmesi mümkün gözükmemektedir. Duyuru’da da ifade edildiği üzere Bakanlıkça belirlenen istisna kapsamına girmeyen hallerde sözleşme bedellerinin döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştırılmaması tavsiye edilmektedir. Aksi takdirde ilgili mevzuat kapsamında idari yaptırımlar ile karşılaşılması gündeme gelebilecektir.
Duyurunun tam metnine ulaşmak için lütfen tıklayınız.
Bilge Binay Kanat, Kıdemli Avukat
Bekir Yağız Kızkapan, Stajyer Avukat
[1] Bakanlıkça belirlenen istisnalar 28 Şubat 2008 tarihli ve 26801 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karara İlişkin Tebliğ’de (“Tebliğ”) 6 Ekim 2018’de ve 16 Kasım 2018’de yapılan düzenlemeler ile birlikte belirlenmiş bulunmaktadır.