Önerilen Aramalar

Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Yayımlandı

20.12.2018

Tüm Haberler
Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun (“Kanun”), 19 Aralık 2018 tarihli ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kanun’un (i) 10, 20 ve 21. maddeleri 1 Ocak 2019 tarihinde, (ii) 1 ile 9. maddeleri, geçici 1. maddesi, özellikle, Merkezi Takip Sistemi'ne yönelik düzenlemelere ilişkin 18. maddesi ve 19. madde 1 Haziran 2019 tarihinde ve (iii) diğer maddeleri yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir.
Kanun ile abonelik sözleşmelerinden ve bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan para alacaklarına ilişkin haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinin, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (“UYAP”) bünyesinde oluşturulan Merkezi Takip Sistemi (“Sistem”) üzerinden başlatılması ve haciz aşamasına kadar yürütülmesine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi amaçlanmıştır.

Kanun, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da (“TKHK”) ve diğer mevzuatlarda düzenlenen abonelik sözleşmeleri ile bu sözleşmelerin ifası amacıyla tüketiciye sunulup bedeli faturaya yansıtılan mal veya hizmetten kaynaklanan ve avukat ile takip edilen para alacaklarına ilişkin icra takiplerini kapsamakta olup söz konusu icra takiplerinin ancak Kanun’da belirtilen yöntem ile başlatılabileceği aksi halde icra dairesinin takip talebini reddedeceği belirtilmiştir.

Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) dava şartı olarak arabuluculuk müessesesine ilişkin hükümlere ilave yapılmıştır. Bu kapsamda TTK ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak öngörülmüş olup arabulucunun yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı (6) hafta içinde sonuçlandırması gerektiği ve bu sürenin zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki (2) hafta uzatılabileceği belirtilmiştir. Kanun’un dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmayacak olup arabuluculuk müessesine dair söz konusu düzenlemelerin 1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.

Takip Talebi
Kanun uyarınca icra takibinin başlatılması için Sistem’de yer alan takip talebi alacaklı avukatı tarafından doldurulacaktır. Takip talebinde yer alacak hususlar ayrıntılı bir biçimde Kanun’un 4. maddesinde sayılmıştır. Bu kapsamda, fatura ve benzeri belgeler sisteme yüklenerek usulüne uygun şekilde takip formu doldurularak ilgili belgeler sisteme yüklendikten ve takip harç ve masrafları elektronik ortamda yatırıldıktan sonra, takibin güvenli elektronik imzayla onaylanacağı, sisteme kaydedileceği, Merkezi Takip Numarası (“MTN”) alacağı ve böylelikle icra takibinin, sisteme kaydedilmek suretiyle başlayacağı belirtilmiştir.

Ödeme Emri
Takip talebinin Sistem’e kaydedilme aşamasından sonra Sistem tarafından ödeme emri düzenlenecek olup ödeme emrinde, takip talebinde bulunan bilgilere ek olarak bulunması gereken hususlar da detaylı bir şekilde Kanun’un 5. maddesinde sayılmıştır. Kanun kapsamındaki takiplerde Sistem harcı alınacağı; ayrıca icraya başvurma harcı ile tahsil harcı alınmayacağı öngörülmüştür.

Kanun uyarınca MTN alan ödeme emri ile tebliğ mazbatalı kapalı zarfa ilişkin bilgiler, sistem üzerinden ilgili Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (“PTT”) birimine iletildikten sonra 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca ödeme emrini tebliğ mazbatalı kapalı zarfın içinde borçluya tebliğ edecektir.

Ödeme Emrinin Tebliği ve Borcun Ödenmesi
Borçlunun, tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olan kişiler olması halinde ise zorunlu elektronik tebligata ilişkin hükümler uygulanacağı belirtilmiştir. Tebliğ durumunu belgeleyen mazbata ilgili PTT birimi tarafından sisteme yüklenecek ve mazbata aslı, alacaklı avukatının takip talebinde bildirdiği icra dairesine gönderilecektir. Alacaklı avukatının, buna ilişkin gideri, takibi başlatırken yatırması gerekmektedir.

Adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, takibe devam etmek isteyen alacaklı avukatı, Sistem üzerinden, borçlunun adres kayıt sisteminde yer alan yerleşim yeri adresine tebligat çıkarılmasını sağlayacaktır. Borçluya tebligatın yine yapılamaması veya borçlunun yerleşim yeri adresinin yurt dışında bulunduğunun anlaşılması halinde ise alacaklı avukatının talebi üzerine harçlar ikmal edilerek icra dairesinde takibe devam edilerek Sistem üzerindeki takibin kapatılacağı öngörülmüştür.

Kanun ile takip konusu borcun takip harç ve masrafları ile birlikte ödeme emrinde belirtilen hesap numarasına ödendiğinde takibin sona ereceği belirtilmiştir. Ek olarak ödenen paranın 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanun uyarınca alacaklıdan alınması gereken harç miktarı ayrıldıktan sonra ilgili hesaba aktarılacağı öngörülmüştür.

Ödeme Emrine İtiraz
Kanun ile borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi (7) gün içinde, herhangi bir icra dairesine başvurarak ödeme emrine itiraz etmesi mümkün kılınmıştır. Bunun üzerine icra dairesi itiraza ilişkin evrakı en geç iki (2) iş günü içinde sisteme yükleyecek, aslını alacaklının takip talebinde bildirdiği icra dairesine gönderecektir. Borçluya da itiraz ettiğine dair ücretsiz bir alındı belgesi verilecek olup Kanun ile Sistem üzerinden güvenli elektronik imza kullanılarak da itiraz mümkün kılınmıştır.

Süresi içinde borca yapılan itiraz üzerine icra takibinin duracağı ve duran takip hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (“İİK”) ilgili hükümleri uygulanacaktır. Söz konusu itiraz, itirazın sisteme yüklendiği tarihi izleyen 5. günün sonunda alacaklı avukatına tebliğ edilmiş sayılacaktır.

Kanun uyarınca sadece yetkiye itiraz halinde alacaklı avukatının, yetki itirazında gösterilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılmasının mümkün olduğu belirtilmiştir. Takip talebinde belirtilen icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için bu dairenin bağlı bulunduğu mahkemede yetki itirazının kaldırılması şart olup Mahkemenin yetki itirazını dosya üzerinden inceleyip kesin olarak karara bağlayacağı belirtilmiştir. Mahkemenin yetkili gördüğü icra dairesinde haciz işlemlerinin başlatılabilmesi için yeniden ödeme emri tebliği gerekmeyeceği öngörülmüştür.

Ödeme Emrine İtiraz Edilmemesi veya İtirazın Hükümden Düşürülmesi
Kanun ile ödeme emrine itiraz edilmemesi veya itirazın hükümden düşürülmesine rağmen süresi içinde ödeme yapılmaması durumunda, alacaklının yetkili icra dairesi nezdinde yapacağı talep üzerine İİK’nın ilgili hükümleri uyarınca cebri icraya devam edileceği düzenlenmiştir.

İcra müdürü, cebri icraya devam edilmesinin talebi halinde alacağın bu Kanun kapsamında bulunduğunu, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, takibe itiraz edilmediğini veya itirazın hükümden düşürüldüğünü tespit ederse cebri icra işlemlerine devam edecek aksi halde gerekçesini belirterek talebi reddedecektir. Verilen kararlara karşı alacaklı veya borçlunun şikayet yoluna başvuru hakkının bulunduğu belirtilmiştir.

Söz konusu cebri icra işlemlerine devam edilmesinin mümkün olduğu hallerde alacaklı avukatı dilerse haciz talebinde bulunmaksızın UYAP üzerinden, bu sisteme entegre bilişim sistemleri vasıtasıyla borçlunun mal, hak veya alacağı olup olmadığını sorgulayabilecektir. Sorgulama sonunda ise sistem mal, hak veya alacağın mahiyeti ve detayı hakkında bilgi veremeyecek sadece mal, hak veya alacağın genel olarak olup olmadığı konusunda bilgi verebilecektir. Borçlunun mal, hak veya alacağının varlığının tespiti durumunda UYAP üzerinden de haciz talep edilebileceği düzenlenmiştir.

Ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren iki (2) yıl içinde haciz talep edilmezse takip düşecektir. İtirazın hükümden düşürülmesine ilişkin dava açılması halinde davanın açıldığı tarihten hükmün kesinleşmesine kadar geçen süre hesaba katılmayacaktır.

Kanun’da hüküm bulunmayan hallerde İİK hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Kanun’un abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarının takibine ilişkin hükümleri, Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan takipler hakkında uygulanmayacak olup söz konusu takipler, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan hükümler uyarınca yürütülecektir.

Kanun ile alacaklı, UYAP üzerinden bu sisteme entegre bilişim sistemleri aracılığıyla dosya safahat bilgileri ile borçlunun mal, hak veya alacağını elli (50) kuruş karşılığında sorgulayabilecek veya bunların sorgulanmasını talep edebilecek olup bu miktar her yıl artırılacaktır. Fakat genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinden bu ücret alınmayacaktır. Kanun uyarınca alacaklının bir gün içinde aynı dosya üzerinden beş (5) kez yapacağı sorgudan ücret alınmayacağı öngörülmüştür.

Kanun kapsamında yapılan ve yukarıda açıklanmış olan düzenlemeler doğrultusunda İİK’da söz konusu düzenlemeler gereğince birtakım önemli değişiklikler yapılmış olup bunlar Kanun’da ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Buna göre, Kanun ile birlikte, İcra ve İflas Kanunu'nun 15 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe giren konkordatoya ilişkin hükümleri de değiştirilmiştir. Bu kapsamda, borçlunun konkordato talebine ekleyeceği belgelere yönelik düzenleme yapılarak, eklenecek belgeler arasındaki finansal analiz raporu "güvence veren denetim raporu" olarak değiştirilmiş olup, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu’nca (“Kurum”) yetkilendirilen bağımsız denetim kuruluşu tarafından Türkiye Denetim Standartları'na göre yapılacak denetim kapsamında hazırlanan ve konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceği hususunda makul güvence veren denetim raporu ile dayanaklarının, konkordato başvurusu sırasında mahkemeye sunulacağı belirtilmiştir.

Kanun uyarınca, konkordato komiserinin seçimi, nitelikleri ve eğitimiyle ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre, üç komiser görevlendirilmesi durumunda komiserlerden biri, mahkemenin bulunduğu ilde faaliyet göstermek şartıyla Kurum tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetçiler arasından seçilecektir.

Komiserler bilirkişilik bölge kurulları tarafından oluşturulan komiser listesinden seçilecek olup listeye kayıt için Adalet Bakanlığı’nca izin verilen kurumlardan alınacak eğitimin tamamlanmış olması gerekecektir. Bir kişi eş zamanlı olarak 5 kereden fazla dosyada geçici komiser ve komiser olarak görev yapamayacaktır. Bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihte görülen konkordato talepleri hakkında, talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.

Kanun uyarınca yapılan takiplerde, Sistem harcının peşin alınacak olup haciz aşamasına geçilmeden Sistem aracılığıyla sonuçlanan icra takipleri için ayrıca icraya başvurma harcı ile tahsil harcı alınmayacağı öngörülmüştür. Kanun ile icra takibinin Sistem kapsamında sonuçlandırılamaması veya takipten vazgeçilmesi halinde tahsil edilmiş olan Sistem harcı iade edilmeyecek olup kesinleşen takibe icra dairesinde devam edilmesi durumunda tahsil edilmiş Sistem harcının ödendiği tarihte geçerli olan icraya başvurma harcı tutarını aşan kısmı takip sonunda alınacak tahsil harcına mahsup olunacağı belirtilmiştir.

Kanun’un tam metnine ulaşmak için, lütfen buraya tıklayınız.

Duygu Bozkurt, Avukat
İlayda Gönlügür, Stajyer Avukat

Diğer Haberler