Önerilen Aramalar

Rekabet Kurumu Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Ön Raporu

17.02.2021

Tüm Haberler
Rekabet Kurumu (“Kurum”) tarafından hazırlanan “Türkiye Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Ön Raporu” (“Rapor”) 05.02.2021 tarihinde Kurum’un resmi internet sitesinde yayımlandı. Ülke ve dünya ekonomisinin ana hatlarından birisini oluşturan hızlı tüketim malları (“HTM”) perakendeciliği sektörüne ilişkin bu Rapor, yeni regülasyonların bir nevi ön habercisi niteliğindedir.
Rapor kapsamında; HTM perakendeciliği sektöründe tüketicilerin davranışsal değişimleri ve pazardaki oyuncuların faaliyet yapılarının ayrışması gibi organik unsurlar dikkate alınarak pazar yapısının belirlenmesi, teşebbüslerin faaliyetleri, pazara ilişkin geçmiş Rekabet Kurulu kararları ve farklı ülkelerdeki diğer rekabet otoritelerinin görüş ve uygulamaları ele alınmıştır.

Kurum’un HTM Perakendeciliği Sektörüne ilişkin Tespit ve Değerlendirmeleri
  • HTM perakendeciliği pazarındaki yoğunlaşma oranları hızla artmakta olup pazar paylarının seyri izlendiğinde, ilk dört firmanın pazar payı artarken, yerel ve küçük marketlerin paylarının azaldığı görülmektedir. Buna göre, BİM, A101, Migros ve ŞOK arasında Türkiye’deki pazarın çoğunluğunun paylaşıldığı ve küçük marketlerin devamlı olarak pazar payı kaybettiği saptanmıştır.
  • HTM perakendeciliği sektöründeki ilk dört teşebbüsün üçü indirim market olup indirim marketlerin ürün portföylerindeki -çoğunlukla küçük ve orta ölçekli üretici veya çiftçiye ürettirilen- özel markalı ürün ağırlığı diğer marketlerden daha fazladır.
  • Perakende sektöründeki gücünün de etkisiyle indirim marketler, bu satıcılar karşısında önemli bir alıcı gücüne sahip olmakla birlikte bu gücün kötüye kullanılması, söz konusu satıcıların faaliyetlerini zorlaştırarak, teşebbüslerin rekabetçi güçlerini zayıflatabilecektir.
  • Çiftçiler ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin ülke ekonomisinin temel taşları olduğu dikkate alındığında, bu aktörlerin gelirlerinin azalmasına, yatırım, yeni pazarlara açılma ve yeni ürün geliştirme güdülerinin zayıflamasına yol açabilecek söz konusu nitelikteki uygulamaların engellenmesi gerekmektedir.
  • Teşebbüslerin alıcı güçlerinin kötüye kullanılmadığının teminat altına alınması, marketler arasındaki rekabete de olumlu yansıyarak başta fiyatların düşmesi olmak üzere HTM perakendeciliği pazarında rekabetten beklenen faydaların kazanılmasında önemli bir rol oynayacaktır.
  • Sektör incelemesi kapsamında yapılan değerlendirmeler sonucunda Türk Ticaret Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’da haksız ticari uygulamaları yasaklayan birtakım hükümler bulunmakla birlikte, tedarikçilerin şikâyet yolunu seçmedikleri ve dolayısıyla söz konusu hükümlerin işletilmediği tespit edilmiştir.
  • Bu itibarla, son on yılda hızlı bir artış göstererek gerek tedarik gerekse perakende seviyelerindeki aktörlerin faaliyetlerini ve rekabetin seviyesini olumsuz yönde etkileyebilecek önemli bir seviyeye gelen perakendecilerin alıcı gücünün kötüye kullanılmasının engellenmesini teminen, ülkemizde de yasal bir düzenleme ve bu yasal düzenlemenin uygulamasından sorumlu, inceleme yapma ve yaptırım uygulama yetkilerine sahip bağımsız bir idari otoritenin varlığına ihtiyaç̧ bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Kurum’a yapılan birleşme devralma başvurularında bu sektör özelinde daha sıkı bir inceleme gündeme gelebilecek ve önceki Kurum kararlarındaki ilçe bazında yapılan coğrafi pazar tanımlarının ötesine geçilerek semt, mahalle ve benzeri daha dar coğrafi pazar tanımları yapılabilecektir.
  • Sektöre yönelik olası soruşturmalarda Rekabet Kanunu’nun 4. maddesi özelinde, madde metninde yer alan uyumlu eylem karinesi daha etkin bir şekilde kullanılıyor.
  • Birleşme devralmalara yönelik bildirim eşikleri sektör özelinde yeniden belirlenebilecektir.
  • Mağaza formatlarının dijitalleşme ile birlikte önemi azalmıştır. Dijital platformlarda yer alan perakendecilerin de, mağaza satışı yapan perakendecilerin rekabetine hızla dahil olduğu tespit edilmiştir.
  • 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara Yönelik Grup Muafiyeti Tebliğ̆ kapsamında alıcı gücüne yönelik görece düşük bir eşik tespit edilebilecek veya yalnızca bu sektöre özel bir eşik belirlenebilecektir.
  • Sektörde yapılan ve diğer rakiplerin rekabetçi açıdan dezavantajlı konuma gelmesine yol açan münhasırlık içeren anlaşmalar yeniden değerlendirilebilecek, örneğin bu kapsamda belli tip ürün ve ambalajların sadece tek bir teşebbüs için üretilmesini sağlayan anlaşmalar yasaklanabilecektir.
  • Marketlerin özel markalı ürün ürettirerek hem üretici hem de satıcı olmasından kaynaklanan birtakım avantajlar elde ettiği ve bu şekilde üreticilerin bazı hassas ticari bilgilerine ulaşabildiği bilindiğinden, marketlerin özel markalı ve üretici markalı satın alma birimlerinin birbirlerinden tamamen ayrışmasını sağlayacak ve literatürde “Çin Seddi” olarak bilinen uygulamanın katı bir şekilde tesisi ve takibi gündeme getirilebilecektir.
  • Diğer küçük veya yerel perakendecilerin büyük zincir marketlerle daha etkin bir şekilde rekabet edebilmesini sağlayabilmek adına; küçük/yerel perakendecilerin daha uygun fiyatlarla ürün satın almasını sağlayacak alım birliklerinin teşvik edilebilecek ve bu birliği oluşturan anlaşma ve kararlara Rekabet Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında muafiyet tanınabilecektir.
  • Benzer şekilde yerel perakendecilerin yine çeşitli birlikler aracılığıyla özel markalı ürün üretmeleri teşvik edilebilecek ve bu anlaşmalara Rekabet Kanunu’nun 5. maddesi kapsamında muafiyet tanınabilecektir.
Sonuç
Kurum, perakende sektöründeki gelişmelerin ve değişimlerin sektördeki teşebbüslere ve tüketicilere olan etkilerini ayrıntılı bir biçimde incelemiş ve bu değişimlerin pazardaki rekabete olumsuz etkilerini engellemek ve kontrol altına alabilmek için yeni düzenlemeler getirilmesi ve incelemelerin daha detaylı yapılması gerektiği sonucuna varmıştır. Söz konusu tespitler, Kurum tarafından yakın zamanda HTM perakendeciliği sektörüne ilişkin yeni düzenlemeler yapılacağı yönünde yorumlanmakta olup perakende sektörünün oyuncuları, ticari faaliyetleri kapsamında ilgili düzenleme ve güncellemeleri hassasiyetle takip etmelidirler.

Zira Rapor henüz bir ön rapor niteliği taşımaktadır. Dolayısı ile, Rapor’a ilişkin farklı güncellemeler yapılması ve bu kapsamda ilgili regülasyon düzenlemelerinin yapılması beklenmektedir.

Raporun tam metnine ulaşmak için tıklayınız.

Nur Duygu Bozkurt Kadirhan, Kıdemli Avukat
Burak Batı, Avukat
Işılay Işık, Stajyer Avukat

Diğer Haberler