Özel Öğretim Kurumları Personeli İle Yapılan Sözleşmenin Belirli Süreli İş Sözleşmesi Olduğuna Dair Karar Yayımlandı
Karar’da özetle; Kanun ile eğitim ve öğretimin, öğrenciler bakımından kesintisiz devam etmesi amaçlandığından, “en az bir takvim yılı süreli” sözleşme imzalanmasını öngören düzenleme[1] ve bu düzenlemenin amacı birlikte değerlendirildiğinde özel öğretim kurumları personeli ile yapılan sözleşmenin belirli süreli iş sözleşmesi olduğuna ve bu sözleşmelerin zincirleme yapılmasının da sözleşmenin belirli süreli olma özelliğini etkilemediğine hükmedilmiştir.
Karar’ın gerekçesinde; Kanun’da belirtilen özel öğretim kurumlarının okul öncesi eğitim, ilköğretim, orta öğretim, özel eğitim okulları ile çeşitli kurslar, özel öğretim kursları, uzaktan öğretim yapan kuruluşlar, motorlu taşıt sürücü kursları, hizmet içi eğitim merkezleri, özel öğretim ve rehabilitasyon merkezleri, sosyal etkinlik merkezleri ile benzeri özel öğretim kurumları olduğu belirtilmiştir. Kanun’un personellerin özlük hakları ve sorumluluklarını düzenleyen ilgili hükmüne göre, kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere ilgili mevzuatta[2] belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılacaktır. Mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile devredilen kurumların yönetici, öğretmen ve öğreticileri ile bir yıldan az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabilecektir. “En az bir takvim yılı süreli” ibaresinin hangi sözleşme türünü ifade ettiği hususunda ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesi açısından, mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile devredilen kurumların yönetici, öğretmen veya öğreticileri ile bir yıldan az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, hükümdeki anlam bütünlüğünün sağlandığı ve her iki sözleşmenin de belirli süreli iş sözleşmesi olduğu sonucuna varılmıştır.
Karar’da, eğitim ve öğrenim konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olan kanun koyucunun amacının, eğitim ve öğretimin güvenceye alınarak yeknesak bir model ile öğrenciler bakımından bir yıl kesintisiz devam etmesi olduğundan bahsedilmiştir. Bu nedenle özel eğitim kurumuna ve öğretmene daha kısa süreli sözleşme yapma imkânı tanınmadığı ve belirli süreli sözleşme yapılarak tarafların süreli fesih haklarını kullanmalarının önüne geçilmek istendiği belirtilmiştir. Bu şekilde bir yıllık eğitim-öğretim döneminde eğitim, aynı öğretmenle kesintisiz devam edecektir. Bu nedenle, özel okul öğretmenleri ile en az bir takvim yılı süreli sözleşme imzalanmasını öngören ilgili düzenleme, Kanun’un diğer maddeleri ve prensipleri ile birlikte amacına uygun olarak yorumlandığında, anılan sözleşmelerin belirli süreli olduğu sonucuna varılmıştır.
Karara konu sözleşmelerin, asgari süreli sözleşme olup olmadığının tespitinde ise, asgari süreli iş sözleşmelerinde, tarafların kararlaştırdıkları asgari süre dolduktan sonra her iki tarafın da iş sözleşmesini süreli fesih yolu ile sona erdirebilmelerinin, Kanun’un eğitim dönemi içinde öğretmenin ve özel okulun karşılıklı menfaatlerini korumak amacıyla iş ilişkisinin devam etmesi amacına uygun bir çözüm olmayacağı belirtilmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde (“Yönetmelik”) yer alan personel ile yapılacak iş sözleşmesi formu incelendiğinde de sözleşmenin süresi başlığı altında, sözleşmenin başlama tarihi ile bitim tarihi de yer aldığı ilgili kısma “en az bir yıl süreli’’ ifadesini yazma imkânının olmadığı tespit edilmiştir. Kanun’un amacının öğrencinin eğitiminin aksamadan sürdürülmesi olduğunu; başka bir deyişle yapılacak amaca uygun yorumun, söz konusu normun işçiyi (öğretmeni) değil, eğitimi ve öğrencileri koruduğunu belirten Kurul, Kanun’da belirtilen sözleşmenin belirli süreli olduğuna hükmetmiştir. Ayrıca, söz konusu belirli süreli iş sözleşmelerinin birden fazla defa tekrarlanması halinde, bu sözleşmelerin belirsiz süreli sözleşmeye dönüp dönmediği konusunda Yargıtay uygulamalarında görüş aykırılığı bulunduğundan bu hususta da içtihatları birleştirme yoluyla giderilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Bu kapsamda Kurul, Kanun hükmü ile sözleşmenin belirli sürelerle yapılması gereken hallerde belirli süreli sözleşmenin zincirleme yapılmasının da sözleşmenin belirli süreli olma özelliğini etkilemediğine hükmetmiştir.
Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun; Kanun, Yönetmelik ve doktrinden yola çıkarak almış olduğu karar anılan iş sözleşmelerinin nitelendirilmesinin belirli süreli iş sözleşmesi olduğu yönünde olup, kabul edilen bu görüşe katılmayan karşı oya göre; anılan hüküm ve yönetmeliklerin iş hukukuna özgü olan lafzi, dar ve lehe yorum yöntemleri ile yorumlanmaması neticesinde özel okul kurumu eğitim elemanları iş güvencesinden mahrum kalmış, kıdem tazminatından yararlanmaları tartışmalı hale gelmiş ve hukuk düzenin sağlamaya çalıştığı güçlünün karşısında güçsüzün korunması zora düşmüştür.
İçtihadı Birleştirme Kararının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
Nur Duygu Bozkurt, Avukat
Elif Ezgi Mavi, Stajyer Avukat