Temmuz 2017 Hukuk Bülteni
Sermaye Şirketleri İçin İnternet Sitesi Açma Yükümlülüğü
Son on yılda teknolojinin hızlı gelişimi ve hayatın her alanına temas etmesi ile birlikte şirketler artık pek çok operasyonunu elektronik ortamda yönetebiliyor ve duyurabiliyorlar. Mevzuat çalışmaları ise artık günümüzde teknolojinin hâkimiyetini kabul ederek, dijital dünyayı kapsam alanına alacak şekilde düzenleniyor. Pek çok yenilik getiren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) da sermaye şirketleri için öngördüğü internet sitesi açma yükümlülüğü ile belli ölçeğin üzerindeki sermaye şirketlerinin daha şeffaf bir yapıya kavuşmasını, yerli ve yabancı yatırımcılar ile tüketicilerin şirket hakkında doğru bilgilere ulaşabilmesini amaçlamaktadır.
1.İnternet sitesi açma yükümlülüğü kimlere getirilmiştir?
İnternet sitesi açma yükümlülüğü TTK madde 397’nin 4. fıkrası uyarınca denetime tabi olan sermaye şirketlerine getirilmiştir. 2016/8549 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (“Karar”) uyarınca, tek başına veya bağlı ortaklıkları ve iştirakleriyle birlikte belirtilen üç ölçütten en az ikisini sağlayan şirketler ile Karar ekinde yer alan şirketlerin bağımsız denetime tabi olacağı belirtilmiştir. Söz konusu ölçütler aktif toplamı, yıllık net satış hasılatı ve çalışan sayısı göz önüne alınarak belirlenmiştir. Şirketlerin, bağımsız denetime tabi olması için Karar’da belirtilen ölçütlerden ikisini üst üste iki hesap döneminde sağlaması gerekmektedir. Şirketler topluluğuna dahil olup da doğrudan bağımsız denetim kapsamında olmayan sermaye şirketleri, internet sitesi açmakla yükümlü değildir.
2. İnternet sitesi açmak için öngörülen süreler nelerdir?
Sermaye Şirketlerinin Açacakları İnternet Sitelerine Dair Yönetmelik’in (“Yönetmelik”) yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş şirketlerin, yürürlük tarihi olan 1 Temmuz 2017 tarihinden itibaren üç ay içinde internet sitesi açmaları ve bu sitenin belirli bir bölümünü şirketçe kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanması için özgülemeleri gerekmektedir. İnternet sitesi var olan şirketlerin ise, aynı süre içerisinde sitelerinin belirli bir bölümünü şirketçe kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanmasına özgülemeleri gerekmektedir.
Yönetmelik’in yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kurulan şirketlerin kuruluşlarının ticaret siciline tescil edildiği tarihten itibaren üç ay içinde internet sitesi açmaları ve bu sitenin belirli bir bölümünü şirketçe kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanması için özgülemeleri gerekmektedir. Yönetmelik’in yürürlüğe girdiği tarihten sonra kapsama dahil olan sermaye şirketlerinin ise kapsama girdikleri tarihten itibaren üç ay içinde internet sitesi açmaları ve bu sitenin belirli bir bölümünü şirketçe kanunen yapılması gereken ilanların yayımlanması için özgülemeleri gerekmektedir.
3. İnternet Sitesinde Yayımlanası Gereken İçerikler nelerdir?
İnternet sitesi açma yükümlülüğü bulunan şirketler, mevzuatta yer alan içeriklerin yer alması için “bilgi toplumu hizmetleri” bölümü oluşturarak bu bölümde aşağıda örneklenen hususları sürekli olarak yayınlamak durumundadır:
- Şirketin MERSİS numarası, ticaret unvanı, merkezi, taahhüt edilen ve ödenen sermaye miktarı,
- Şirket yönetim kurulu ve denetçileri hakkındaki bilgileri,
- Bölünme ve birleşme hallerinde finansal tabloları, birleşme sözleşmeleri ve raporları,
- Genel kurulun toplantıya çağrılmasına ilişkin ilan,
- Şirketin genel kurul toplantı tutanağı ile imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun toplantı tutanağı,
- Şirketin feshine ve genel kurul kararının iptaline dair kararlar,
- Şirketin pay sahipleri sayısındaki düşüş, şirket esas sözleşmesindeki değişiklikler,
- Esas sermayenin azaltılması durumunda, sermaye azaltılmasına gidilmesinin sebepleri ile azaltmanın amacı ve azaltmanın ne şekilde yapılacağına ilişkin ayrıntılı açıklamalar,
- Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı,
- Yönetim/müdürler kurulunun pay bedellerinin ödenmesine ilişkin çağrı ilanı.
Şirketlerin TTK ve Yönetmelik’te yer alan bilgileri internet sitelerinde yayımlayacakları süreler değişiklik göstermektedir. Şirkete ilişkin ticaret unvanı, yönetim kurulu ve üyelerine ilişkin bilgiler gibi bir takım verilerin sitede sürekli olarak yayımlanması gerekmekte iken, bazılarının en az altı ay boyunca yayımlanması öngörülmektedir.
4. Ek yükümlülükler nelerdir?
Düzenlemeye tabi şirketlerin, sağlaması gereken içeriklerin yanı sıra, internet sitesinin güvenliği ve bilgilerin doğruluğuna ilişkin yükümlülükleri de bulunmaktadır. İnternet sitesinde yer alan içeriğin sitede yayımlanması, değiştirilmesi ve yenilenmesi gibi işlemlerde güvenli elektronik imza ve zaman damgası kullanılması gerekmektedir. İnternet sitesinde yayımlanan içeriklerin, ilgili mevzuatta daha uzun bir süre öngörülmedikçe internet sitesindeki yayımının son bulduğu tarihten itibaren beş yıl süre ile elektronik olarak güvenli elektronik imza ve zaman damgası ile arşivlenmesi gerekmektedir.
5. Yaptırımlar nelerdir?
TTK’da belirtilen yükümlülüklere uyulmamasının ilgili kararların iptaline sebep oluşturacağı belirtilmiştir. Cezai yaptırımlar ise TTK’nın 562. maddesinde düzenlenmiştir. İnternet sitesi açma yükümlülüğünü yerine getirmeyen şirketlerin yönetim organı üyeleri, yüz günden üç yüz güne kadar adli para cezasıyla ve internet sitesine konulması gereken içeriği usulüne uygun bir şekilde koymayan sorumlu kişilerin ise yüz güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılması öngörülmüştür.
6. Sorumlular kimler olacaktır?
Yükümlülüğe tabi şirketlerin internet sitesi açmamış olması, ya da açılan internet sitesinde belirtilen hususlara özgülenmiş alanın bulunmaması halinde yöneticiler ile yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu doğacaktır. Sorumlu kişiler anonim şirketlerde yönetim kurulu üyeleri, limited şirketlerde müdürler ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde yönetici olan komandite ortaklardır.
Bilge Binay Kanat, Kıdemli Avukat
İpek Aşıkoğlu, Avukat
E-Ticarette Kişisel Verilerin Korunması*
Elektronik Ticaret (“E-ticaret”) günümüz tüketici alışkanlıklarının en yoğun yaşandığı platform olma yolunda hızla ilerlemektedir. Teknolojinin uçarcasına hızlı gelişimine paralel olarak cihazlar ve çevrimiçi platformlar artık kullanıcılarını çok daha yakından tanıyor. Geçtiğimiz yıl yürürlüğe giren elektronik ticaretin düzenlenmesi hakkındaki mevzuat ışığında, elektronik ticaretin aktörlerinden, pek çok bilgiyi kullanıcılarına sağlamaları, sundukları hizmetleri ve şartları anlatmaları, çevrim içi alışveriş sırasında izlenecek olan işlem rehberini oluşturmaları gibi fazladan sekme ve işlemler sunmaları beklenmekteydi. Bunların yanında ilgili düzenlemelerde kısa bir madde ile kullanıcılarının kişisel verilerini işlemelerine ilişkin bir çerçeve oluşturulmuştur.
“Bu Kanun çerçevesinde yapmış olduğu işlemler nedeniyle elde ettiği kişisel verilerin saklanmasından ve güvenliğinden sorumludur.
Kişisel verileri ilgili kişinin onayı olmaksızın üçüncü kişilere iletemez ve başka amaçlarla kullanamaz.[1]”
E-ticaretin düzenlenmesine ilişkin yerine getirilmesi gereken pek çok yükümlülüğün yanında, gizlilik politikalarına eklenen maddeler ile geçiştirilen bu düzenleme 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ile kapsamlı bir şekilde tekrardan gündeme geldi. Kanun’da kişisel veri kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak tanımlanmıştır. Kullanıcılarına ait kişisel verileri toplamaya başladığı anda ise elektronik ticaret sitesi, veri sorumlusuolarak değerlendirilmektedir.
Elektronik ticaret siteleri hangi verileri işliyor?
Çevrimiçi dünyada gezinirken iz bırakmamak mümkün değil. Kullanıcılar, alışveriş ya da her hangi bir işlem yapmasalar bile e-ticaret sitelerini ziyaretleri sırasında görüntülenen sayfa sayısı, ziyaret süresi, site gezinme alışkanlıkları, lokasyon, IP, zaman bilgisi gibi kişi ile eşleştirilebilecek bilgiler çerezler vasıtasıyla toplanıyor. Sayfa kapatılsa bile yine tarayıcıya atanan çerezler sayesinde izleme devam ediliyor. Bununla birlikte kullanıcılardan ad, soy ad, adres, telefon, TC kimlik numarası, ödeme bilgileri, ilgi alanları gibi bilgiler doğrudan alışveriş sırasında ya da üyelik oluşturma kapsamında isteniyor.
Veri Paylaşımı
“Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik”’ çerçevesinde düzenlenen, gerek pazarlama faaliyetleri için gerekse de iş akışı için büyük önem taşıyan kişisel verilerin üçüncü kişiler ile paylaşılması Kanun’da detaylı olarak düzenleniyor. Kanun’da yer alan istisnalar haricinde veri aktarımı açıkca ilgili kişinin “açık rıza”sına bağlanmış durumda. Vatandaşların “verilerim satılıyor mu?” endişesi ile sıklıkla soruşturma ve denetimlerde sorgulanacak olan veri paylaşımlarını, paylaşılan tarafların rol ve sorumluluklarını belirleyerek hukuki temeller üzerine kurmak büyük önem taşıyor.
Elektronik ticaret sitelerinin kişisel verileri işlerken tabi oldukları yükümlülükler nelerdir?
Kanun’da kişisel verilerin işlenmesi sırasında uyulması gereken ilkeler sayılarak belirtilmiştir. Bu ilkelerin her biri kişisel veri işleyen gerçek ve tüzel kişilere yükümlülükler getirmektedir.
Kural olarak kişisel veriler, veri sahibinin açık rızası olmaksızın işlenemeyecektir. Sadece Kanun’da sınırlı olarak sayılan hallerde kişinin açık rızası aranmamaktadır. Ancak sayılan istisnalar kapsamındaki veri işleme faaliyetleri bile yükümlülükleri ortadan kaldırmamaktadır. Örneğin, elektronik ticaret sitelerinin kullanıcılarından doğrudan topladığı kişisel verilerin pek çoğu sözleşmenin kurulması ve ifasıyla doğrudan ilgili ancak bu hallerde dahi veri sorumlusu olan platformların işledikleri kişisel verilere ilişkin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getiriyor olmaları elzemdir.
Her ne kadar Kanun, elektronik ticaret sitelerini kullanıcı ve gizlilik sözleşmelerini gözden geçirmeye itmiş olsa da yapılacaklar bununla sınırlı değil. Kişisel veri işleyen pek çok şirket için olduğu gibi elektronik ticaret sitelerini de bir dönüşüm beklemektedir. Bu dönüşüm kapsamında ilgili kişinin sahip olduğu Kanun’da sayılan hakları kullanabileceği mekanizmaları oluşturmak, şeffaflığı ön plana çıkarak, açık ve net bilgilendirme metinleri ve politikaları oluşturmak ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülükleri yerine getiriyor olmak gerekmektedir.
Şirketlerin kişisel veri işlemesi, saklaması, yok etmesi, veri güvenliği, veri siciline kayıt, veri sahibinin taleplerinin yerine getirilmesi gibi hususlarda kendi bünyelerinde bir mekanizma oluşturmaları, mevcut verileri sınıflandırırken, gelecekteki kişisel veri işleme faaliyetlerini toplamadan başlayarak Kanun’da öngörülen sistematik içerisinde gerçekleştirmesi yaptırımlara maruz kalmamak için büyük önem arz etmektedir.
Ne kadar vakit kaldı?
Kanun 07 Nisan 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun’a tabi olacakların uyum sağlayabilmesi açısından bazı geçiş hükümleri öngörülüyor. Geçici madde 1 uyarınca; Kanun’un yayımı tarihinden önce işlenmiş kişisel verilerin Kanun hükümlerine uygun hale getirilmesi için son tarih 7 Nisan 2018. Kanun’un yayımı tarihi itibari ile toplanan kişisel verilerin uyumu için herhangi bir süre öngörülmemiş olsa da yükümlülük ve yaptırım hükümlerine tanınan geçiş dönemi uyarınca 6 aylık bir süre tanınmıştı. Ancak bu süre de 7 Ekim 2016’da doldu.
1 yıl içinde yürürlüğe girmesi planlanan yönetmelikler geç kalmış olsa da kamuoyu ile paylaşılan taslaklar, idarenin bu konuda çalışmaları olduğunu gösteriyor.
Kurul’un denetim ve kararları ile uygulama alanı daha da şekillenecek olan Kanun, Kurul’un re’sen incelemelerinin yanı sıra, vatandaşların şikayeti ile devreye giren soruşturma yapıları öngörmekte. Özellikle kamudaki ilgi göz önünde bulundurulduğunda, elektronik ticaret siteleri için kullanıcılardan birinin başlatacağı şikayet süreci, şirketler içerisindeki bütün süreçlerin denetlenmesine neden olabilecek büyük bir denetime dönüşebilir.
Netice itibariyle 2018 yılı başından itibaren E-ticaret platformlarını esaslı bir uyum, dönüşüm ve denetim süreci beklemektedir. Bu sürece seri şekilde uyum gösteren piyasa oyuncularının rakiplerine karşı rekabet avantajı sağlayacağı kuşkusuzdur.
*Bu makale Dünya Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Vefa Reşat Moral, Yönetici Ortak , Avukat
İpek Aşıkoğlu, Avukat
Elektronik Ticarette Güven Damgası Hakkında Tebliğ
6 Haziran 2017 ve 30088 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Elektronik Ticarette Güven Damgası Hakkında Tebliğ” (“Tebliğ”) ;
- Güven damgası almak isteyen ve Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik kapsamında tanımlı aracı hizmet sağlayıcı ve kendine ait elektronik ticaret ortamında faaliyet gösteren hizmet sağlayıcıların uyması gereken güvenlik ve hizmet kalitesi standartlarını,
- Güven damgası sağlayıcıların faaliyet ve yükümlülüklerini,
- Güven damgası verilmesi, askıya alınması ve iptaline ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir.
Bankacılık Kanunu ve Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanuna göre faaliyet izni almış kuruluşlar bu Tebliğ kapsamı dışında tutulmuştur.
Tebliğ Hangi Konuları Düzenlemektedir?
Güven damgası, Tebliğ’de öngörülen asgari güvenlik ve hizmet kalitesi standartlarına uyan hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıya verilen elektronik işaret olarak tanımlanmıştır. Güven damgası almak isteyen hizmet ve aracı hizmet sağlayıcıların, kişisel veri ve ödeme bilgisi içeren her türlü işlemi internet ve mobil sitede gerekli sertifikalarla gerçekleştiriyor olması gerekmektedir. Güven damgası almak isteyen hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların sağlaması gereken asgari standartlar Tebliğ kapsamında 5. Madde de sayılmış, güven damgası başvurusu ve tahsisinin nasıl yapılacağı 6. Madde de belirtilmiştir.
İpek Aşıkoğlu, Avukat
Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapıldı.
9 Haziran 2017 tarihinde 30091 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” (“Değişiklik Yönetmeliği”) , “Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği” (“Yönetmelik”) bünyesinde önemli bir tadil gerçekleştirmiştir.
Tadil doğrultusunda Yönetmelik’in “Önlisans ve lisans süreleri” başlıklı 9. Maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi değişiklik öncesi “YEKA için verilen üretim lisansının süresi otuz yıldır.” şeklinde iken, değişiğin etkisiyle “YEKA için verilen üretim lisansının süresi, YEKA Yönetmeliği çerçevesinde belirlenen süre ile sınırlıdır.” haline getirilmiştir. Bu değişiklikle, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları için düzenlenecek üretim lisanslarının geçerlilik süreleri için Yönetmelik nezdinde öngörülen 30 yıllık sınır kaldırılmış, yapılan atıf ile birlikte bu hükmü düzenleme gücü YEKA Yönetmeliği’ne devredilmiştir.
Ayrıca Yönetmelik’in “Tedarik lisansı sahibinin hak ve yükümlülükleri” başlıklı 34. Maddesinin -Tedarik Lisansının TETAŞ’a verdiği yetkileri listeleyen- yedinci fıkrasının “b” bendi değişiklik öncesi “Hükümetler arası anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi ithalat veya ihracat anlaşmaları imzalayabilme,” şeklinde iken, değişikliğin etkisiyle “Elektrik enerjisi mübadele, ithalat ve ihracat anlaşmaları kapsamında enerji alış ve satış anlaşmaları imzalayabilme” haline gelmiştir. Bu değişiklikle birlikte TETAŞ’ın Tedarik Lisansının ona sağladığı yetki ile akdedebileceği enerji alış ve satış sözleşmelerinin çerçevesi yeniden çizilmiştir.
Bilge Binay Kanat, Kıdemli Avukat
Hande Solak, Stajyer Avukat
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Yerli Aksamın Desteklenmesi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapıldı.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Yerli Aksamın Desteklenmesi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik (“Değişiklik Yönetmeliği”) 9 Haziran 2017 tarihli ve 30091 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Değişiklik Yönetmeliği, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Elektrik Enerjisi Üreten Tesislerde Kullanılan Yerli Aksamın Desteklenmesi Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) hükümlerinde bazı önemli tadiller gerçekleştirilmiştir.
Değişiklik Yönetmeliği ile özellikle yerli katkı ilave fiyatı başvurularının, Yönetmelik ile belirtilen usule aykırı olması halinde başvurunun değerlendirmeye alınmayacağı gibi Yönetmelik’te yaptırımı belli olmayan konular netlik kazanmıştır. Başvuru aşamasında sunulması gereken evraklar güncellenmiştir. Yerli katkı ilave fiyatının hesaplanması için öngörülen formül aynı kalsa da hesaplama usulü ve süreler değiştirilmiştir. Bunlara ek olarak yerli imalat kullanım belgesi ekinde bulunması gereken evraklar yeniden düzenlenmiş, yurt içi imalatın denetlenmesi hükümleri değiştirilmiştir.
Değişiklik Yönetmeliği’nin tam metnine buradan ulaşabilirsiniz.
Bilge Binay Kanat, Kıdemli Avukat
Hande Solak, Stajyer Avukat
Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği
Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği (“Yönetmelik”) 06.05.2017 tarihli ve 30058 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Söz konusu bu Yönetmelik ile, Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği (“Eski Yönetmelik”) yürürlükten kaldırılmış, orta ve yükseköğretim öğrencilerinin barınacakları kurumlara ilişkin köklü değişiklikler yapılmıştır.
2016 yılının Aralık ayında özel öğrenci yurtlarına ruhsat verme yetkisi belediyelerden alınıp Milli Eğitim Bakanlığı’na verilmiş ve bu yetki devri ile öğrenci barınma hizmeti veren özel kuruluşlara ilişkin denetimlerin arttırılması yolunda ilk adım atılmıştır. Bu kapsamda Yönetmelik içindeki en önemli değişiklik daha önce belediyeden alınan ruhsatla açılabilen kurumların artık Milli Eğitim Bakanlığından (“MEB”) alınacak kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı çerçevesinde faaliyet gösterecek olmasıdır.
Yönetmelik Kapsamında Tanımlanan Yeni Kurumlar
Eski Yönetmelikte yalnızca öğrenci yurdu tanımına yer verilmişken, yeni Yönetmelik ile öğrenci yurdu tanımının kapsamı ve dolayısı ile Bakanlık denetimine tabi kurumlar genişletilmiş ve bu kurumların tanımları ayrıntılı olarak yapılmıştır.
Yönetmelik kapsamında;
Öğrenci Apartı; yükseköğrenim öğrencilerinin barındığı ve bağımsız her dairesinde birden fazla odası olan kurum
Öğrenci Pansiyonu; ortaöğrenim ve yükseköğrenim öğrencileri için en az 1 ay olmak üzere barınma hizmetlerinin sunulduğu kurum
Öğrenci Stüdyo Dairesi; yükseköğrenim öğrencilerinin bir ana taşınmazın bağımsız bölümlerinde barındığı ve bazı hizmetlerin ortak sunulabildiği kurum
Öğrenci Yurdu; bir binadan veya etrafı ihata duvarıyla çevrili ortak bir taşınmazın üzerinde tamamı kuruma ait birden fazla binadan oluşan, yatakhaneleri, ortak kullanım alanları bulunan ve toplu hizmetlerin sunulduğu kurum
olarak tanımlanmıştır.
Ek olarak, her bir kurum bakımından, binaların durumuna, kurum içinde barınabilecek öğrencilere ve sayılarına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre, ortaokul öğrencileri sadece öğrenci yurtlarında, ortaöğrenim öğrencileri öğrenci yurt ve pansiyonlarında, yükseköğrenim öğrencileri ise yukarıda bahsi geçen 4 kurumda da barınabilecektir. Ortaokul ve ortaöğrenim öğrencilerinin barınacağı binaların müstakil; yükseköğrenim öğrencilerinin barınacağı binaların ise bağımsız bir girişinin bulunması veya etrafı ihata duvarıyla çevrili ortak bir taşınmazın üzerinde bulunan tamamı kuruma ait birden fazla bina şeklinde olması şartları aranmaktadır.
Kurumların hizmet verebilmesi için gerekli asgari öğrenci sayısı öğrenci yurtlarında 40, öğrenci pansiyonlarında 30, öğrenci apartları ile öğrenci stüdyo dairelerinde ise 10 olarak belirlenmiştir.
Yeni yönetmelikte kurumların yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrenciler için hizmete açılabileceği net olarak hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, Yönetmelik kapsamında belirlenen her bir kurum bakımından, odalar içinde barınabilecek öğrenci sayıları da düzenlenmiştir. Ortaokul veya ortaöğretim kurumları öğrencilerine barınma hizmeti veren kurumlarda yatakhaneler en az 3, en fazla 6; yükseköğrenim öğrencilerine hizmeti verecek öğrenci yurt ve pansiyonlarında yatakhaneler en az 1 veya 3, en çok 6; öğrenci apartları en az 1 veya 3, en çok 6; öğrenci stüdyo daireleri ise 1 veya 3 öğrenci barınacak şekilde hizmete açılabilecektir.
Kurum Binalarına İlişkin Güvenlik Tedbirleri
Yürürlüğe giren yeni Yönetmeliğe göre, öğrenci yurdu ve pansiyonları ile alkollü içki satılan yerler arasında en az 100 metre mesafe bulunması gerekmektedir. Öğrenci apartları ve stüdyo daireleri bakımından ise alkollü içki satışı yapılan yerlerle aynı binada bulunmamak şartı yeterli görülmüştür.
Ek olarak Yönetmeliğin yürürlük tarihinden itibaren hiçbir kurum binasında veya bahçesinde baz istasyonu kurulamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Yönetmelik, öğrenci barınma hizmeti verilen kurum binalarının güvenliğini sağlama noktasında ayrıntılı düzenlemeler içermektedir. Buna göre kurum binaları her öğretim yılının başlangıcından önce, ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından yangın, elektrik tesisatı, ısınma sistemi, su ve gaz tesisatı güvenliği konusunda sıkı denetimlerden geçirilecek olup, binaların yapımında yanıcı özellikteki materyallerden yararlanılamayacaktır.
Kurum Açacak ve Kurumlarda Çalışacak Personellerin Sahip Olması Gereken Nitelikler
Yönetmelikle öğrenci barınma hizmeti vermek isteyen kişilerde aranacak nitelikler de düzenlenmiştir. Buna göre lisans mezunu olmayan kişiler, barınma faaliyetinde bulunamayacak ve bu kurumlarda müdür veya müdür yardımcısı olamayacaktır.
Yönetmelik’te kurumlarda görev alacak personellere ilişkin ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiştir. Buna göre öncelikle kız öğrencilerin barındığı yurtlarda kadın personeller, erkek öğrencilerin barındığı yurtlarda ise erkek personeller görev alabilecektir.
Ortaokul öğrencilerinin barındığı kurumlarda en az bir rehber öğretmen bulunması zorunluluğu getirilmişken, ortaöğretim öğrencilerine hizmet verilen kurumlarda rehber öğretmen bulunması zorunlu olmayıp isteğe bağlıdır.
Yönetmelik kapsamında kurumlarda görev yapacak müdürlerin MEB tarafından verilecek eğitimlerde başarılı olarak yönetici sertifikasına sahip olmaları gerektiği, halihazırda mevcut özel öğrenci yurtlarında çalışan müdürlerin ise söz konusu sertifikayı 1 Ağustos 2018 tarihine kadar almaları hususu düzenlenmiştir.
Ek olarak, kurumlarda kurucu, kurucu temsilcisi, müdür, müdür yardımcıları ve görevlendirilecek tüm personelde devlet memuru olmak için aranan belli suçlardan mahkum edilmemiş olmanın yanı sıra terör örgütlerine veya millî güvenliğe karşı faaliyette bulunan yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya irtibatı olmama şartı da aranacaktır.
Uygulama
Öğrencilere yönelik barınma hizmeti verecek kurumlar gerçek, tüzel ve kamu tüzel kişilikleri tarafından açılabilecektir. Ancak Yönetmeliğe göre, kurum açma izni alınmış kurumun 6 ay içinde öğrenci kaydı yapması gerekmektedir. Aksi takdirde kurum açma izni ve işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı iptal edilecek ve kuruma karşı valiliklerce kapatma işlemi uygulanacaktır.
Yönetmeliğin geçici madde hükümlerine göre, Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte Bakanlığa bağlı olarak faaliyette bulunan özel öğrenci yurtlarının iş yeri açma ve çalışma ruhsatları, 26 Ağustos 2017´ye kadar kendiliğinden Bakanlıkça düzenlenecek olup, bu yurtların binalarının Yönetmelik hükümlerine uygun hale getirilebilmesi için son tarih 1 Ağustos 2019 olarak belirlenmiştir.
Yetkili idareden otel, motel, pansiyon ve benzeri konaklama tesisi ruhsatı aldığı halde öğrenci barındırma hizmeti veren öğrenci yurdu, öğrenci pansiyonu, öğrenci apartları, öğrenci stüdyo daireleri gibi çalıştırılan yerlerin ise bir ay içinde il veya ilçe milli eğitim müdürlüğüne müracaat etmeleri gerekmektedir.
Sonuç
Yürürlüğe giren Özel Öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği ile açıkça MEB’den kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı düzenlenmeden her ne ad altında olursa olsun öğrenci barınma hizmeti veren yerler ile öğrenci ibaresi kullanılarak faaliyet gösteren barınma yerlerinin açılamayacağı düzenlenmiş ve bu tür kurumların tamamen Bakanlık denetimi altına alınması amaçlanmıştır. Ayrıca kurum binalarının öğrenci barınma hizmeti dışında kullanılmasını engelleyici hükümlere yer verilerek öğrenci barındıran işletmelerin başka adlar altında çalıştırılmasının önüne geçilmiştir.
Bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak açılan kurumların işletilmesine ilişkin usul ve esaslar ayrıntılı olarak Özel Öğrenci Barınma Hizmeti Kurumlarının Standartları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönerge’de bulunmaktadır.
Bilge Binay Kanat, Kıdemli Avukat
Hande Solak, Stajyer Avukat