Her iki tarafı tacir olan ya da sözleşmenin ticari işletmeyle ilgili olması nedeniyle Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olan sözleşmeler ticari sözleşmelerdir. Ticari satış sözleşmelerinde satıcının ayıptan sorumluluğu, malın alıcıya tesliminden sonra belirli kanuni süreler içinde yapılması gereken muayene ve ihbar yükümlülükleri çerçevesinde şekillenir. “Ayıp” ifadesinden, satılanın sözleşmede vaat edilen niteliklere veya benzer mallarda bulunması gereken objektif özelliklere aykırılık taşıması anlaşılmalıdır.
TTK m. 23 ve bu madde aracılığıyla atıf yapılan TBK m. 223 uyarınca, ticari satışlarda ayıbın türüne göre uygulanacak ihbar süreleri düzenlenmiştir. Süresinde yapılmayan ihbarlar, alıcının ayıplı malı olduğu gibi kabul ettiği anlamına geleceğinden özellikle ticari satışlarda bu sürelere dikkat edilmelidir.
TTK m. 23/c uyarınca, bir mal teslim sırasında açıkça ayıplıysa alıcı bu durumu teslimden itibaren en geç iki gün içinde satıcıya yazılı olarak bildirmelidir. Ayıp olağan bir gözden geçirme ile teşhis edilemiyorsa, yani gizli bir ayıp söz konusuysa alıcı malı teslim alıp inceledikten sonra sekiz gün içinde satıcıya ihbarda bulunmalıdır. Ancak sekiz günlük sürenin sona ermesi ile alıcının ayıba karşı hakları sona ermemekte; TBK m. 223’te tanımlandığı haliyle durumun gerekli kıldığı bir gözden geçirme sırasında anlaşılamayacak nitelikte ve teslimden sonra ortaya çıkan bir ayıp söz konusuysa, yani yalnızca kullanımla anlaşılabilecek bir ayıp mevcutsa alıcının ayıbı öğrendiği anda satıcıya "hemen" ihbarda bulunması gerekmektedir. “Hemen” ifadesi her somut olayın özelliklerine göre farklı yorumlanabilecek bir kavram olduğundan kullanıma bağlı gizli ayıpların ihbarına ilişkin "hemen" kavramının yargı kararları çerçevesinde nasıl yorumlandığını ve hangi sürelerin uygun kabul edildiğini ayrıca değerlendirebilmek önem arz eder.
Örneğin, bir mekanik sistemde tespit edilen arızaya ilişkin olarak verilen bir kararda, iki hafta içerisinde yapılan ihbarı mahkemeler süresi içinde ve “hemen” kavramı içinde değerlendirirken
1, ihbarın daha uzun bir süre sonra yapılması halinde ihbar yükümlülüğünün ihlal edildiği yönünde kararlar vermektedir. Örneğin, satım konusu makinedeki gizli ayıbın yaklaşık yedi ay sonra bildirilmesi halinde ihbar "hemen" kavramı kapsamında değerlendirilmemiştir
2. Yine, savunma sanayi ürününde ortaya çıkan bir gizli ayıp ile ilgili iki ay sonra yapılan ayıp ihbarı da uygun bulunmamış ve derhal ihbar yükümlülüğünün ihlal edildiği kabul edilmiştir
3. Aydınlatma aksesuarlarındaki üretim hatalarına ilişkin bir uyuşmazlıkta ise ihbarın on üç gün içinde yapılması makul bulunmamıştır
4.
Garanti süresi içinde ortaya çıkan gizli ayıplarda ise mahkemelerin daha esnek bir yaklaşım benimsediği görülmektedir. Bir cep telefonunda ortaya çıkan imalat hatasına ilişkin ihbar bir seneyi aşmasına rağmen, ihbarın ürünün garanti süresi içinde yapılmış olması dikkate alınarak geçerli olduğuna hükmedilmiş
5 ve başka bir kararda ise bir motorlu taşıtta meydana gelen diferansiyel arızası bakımından garanti süresi içinde yapılan şikayetlerin ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği kabul edilmiştir
6. Ancak her somut olayda garanti süresinin varlığı tek başına yeterli görülmemekte; ayıbın ortaya çıkmasından sonra alıcının ihmal göstermeden ihbarda bulunması aranmaktadır. Örneğin, bir tarımsal hammaddede ortaya çıkan ayıba ilişkin yaklaşık bir ay sonra yapılan ihbar yeterli bulunmamıştır
7.
Sonuç olarak, kullanıma bağlı gizli ayıplarda TBK ile getirilen “hemen” ihbar yükümlülüğü mutlak bir süreyi ifade etmemekte, her olayın somut özelliklerine göre yorumlanmaktadır. Bununla birlikte, alıcının ayıbı öğrendiği anda ticari hayatın gerektirdiği hız ve özen içinde satıcıya ihbarda bulunması zorunludur. Yargı kararları incelendiğinde, ayıbın tespit edilmesinden itibaren haftalar veya aylar süren ihbar sürelerinin geçerli kabul edilmediği, kısa süre içinde yapılan ihbarların ise makul bulunduğu ölçüde "hemen" kavramı kapsamında değerlendirildiği görülmektedir. Bu nedenle, hak kaybına uğramamak adına alıcıların ayıbı öğrendikleri an ve herhalükarda ilgili sektör ve hayatın olağan akışına uygun olarak makul süre içerisinde ve ispat edilebilir bir yöntemle satıcıya ihbarda bulunmaları ayıptan doğan sorumluluktan kurtulmaları bakımından kritik önem taşımaktadır.
Ebrar Turan, Avukat
Berfin Sarıhan, Stajyer Avukat
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2018/1298, K. 2022/223, T. 11.03.2022
2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2016/758, K. 2019/745, T. 11.07.2019
3-Adana BAM 9. Hukuk Dairesi, E. 2021/1723, K. 2024/1385, T. 18.07.2024
4-İstanbul BAM, 14. Hukuk Dairesi, E. 2019/621, K. 2021/165, T. 11.02.2021
5-İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2017/1107, K. 2020/238, T. 10.03.2020
6-Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2017/462, K. 2018/807, T. 11.12.2018
7-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, E. 2022/185, K. 2023/234, T. 10.04.2023