5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda (“Kanun”) yapılan değişikliklere ilişkin Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun Değişikliği”), 2 Ağustos 2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir.
i. Sahipli/Sahipsiz Hayvan Tanımları bakımından:
Sahipli hayvan; bir kişi, kuruluş, kurum ya da tüzel kişilik tarafından sahiplenilen, bakımı, aşıları, periyodik sağlık kontrolleri yapılan ev hayvanları olması gerektiği gibi, Kanun Değişikliği ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ('
“Bakanlık”“Sahipli hayvanlar” dışında kalan evcil hayvanlar olarak tanımlanarak kapsamı genişletilmiştir.
ii. Bakımevleri bakımından:
Tanımı yeniden düzenlenen diğer bir ifade ise, hayvanların rehabilite edildiği/edilmesinin beklendiği bir tesis olan
hayvan bakımevleri olmuş, hayvan bakımevlerinin kapsamı daraltılarak, Sahipsiz hayvanlar’ın sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı yerler olarak tanımlanmıştır.
Buna paralel olarak; Kanun Değişikliği öncesinde, yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içerisinde, sahipsiz “ve güçten düşmüş” hayvanların “korunması” için hayvan bakımevleri kurulabilirken Kanun Değişikliği ile yalnızca
“Sahipsiz hayvanların” sahiplendirilinceye kadar bakılmaları şartıyla hayvan bakımevleri kurulabilecektir. Bu maddeye ek olarak; bakımevlerine alınan hayvanların da Bakanlık veri sistemine kaydedileceği ve rehabilite edilen köpeklerin, sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevlerinde barındırılacağı düzenlenerek bu düzenleme pekiştirilmiştir.
Daha önce müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esas iken bu yeni düzenleme ile sahiplendirilinceye kadar barındırılacağı, geri bırakılmayacağı ifade edilmiştir.
Hayvanları korumaya yönelik hükümlere aykırı hareket eden veya sahiplendiği hayvanların bakımını ciddi şekilde ihmal eden ya da onlara ağrı, acı veya zarar veren kişilerin hayvan bulundurmasını yasaklayan ve hayvanlarına el konulmasını düzenleyen maddenin devamında düzenlenen; hayvanların yeniden sahiplendirilmesini ya da koruma altına alınmasını sağlayan hüküm ancak
söz konusu hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılacağı şeklinde değiştirilmiştir.
iii. Hayvanların “bakımı” ve “rehabilitesi” bakımından:
Kanun Değişikliği öncesi, hiçbir kazanç ve menfaat sağlamamak kaydıyla sadece insanî ve vicdanî amaçlarla sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlara bakan veya bakmak isteyen kişilere; arazi, binalar ve demirbaşlar tahsis edilebilirken, Kanun Değişikliği ile bu hak yalnızca
“hayvan bakımevi kurarak sahiplenmek isteyen kişilere” tanınmıştır.
Ek olarak, rehabilitasyonu tamamlanan hayvanların, bakımevine getiren belediye tarafından alındıkları ortama bırakılmalarını düzenleyen madde kaldırılarak yerine; rehabilite edilen köpeklerin, sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevlerinde barındırılacağı düzenlenmiştir.
Bu maddenin devamında rehabilite edilmemiş Sahipsiz köpeklerin kısırlaştırılması ve kısırlaştırmalar sonrasında, alındıkları ortama bırakılmadan önce sağlıklarına kavuşmaları için gerekli tedbirler alınmasını ve Bakanlığın da bu kapsamdaki köpeklerin kısırlaştırılmasına yardımda bulunacağına ilişkin düzenleme ise tamamen kaldırılmıştır. Sonuç olarak, sahiplendirilmeyen sağlıklı hayvanların geri kalan hayatları boyunca bakımevlerinde kalacağı yönünde bir düzenleme yapılmış olduğu söylenebilecektir.
iv. Hayvanların Ötanazisi bakımından: Kanun Değişikliği ile, hayvanların korunması ve rahat yaşamalarına ilişkin temel ilkeler arasında olan; evcil hayvanların türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahip olduğu ve Sahipsiz hayvanların da Sahipli hayvanlar gibi yaşamlarının desteklenmesi gerektiği düzenleme Kanun’dan tamamen çıkarılmıştır.
Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların öldürülmelerini tamamen yasaklayan düzenleme; “kanuni istisnalar hariç” tutularak genişletilmiş ve
“Hayvanların Kesimi, Ötanazisi ve Yasaklar” başlığıyla hayvanların öldürülmesine ilişkin yeni düzenlemeler getirilmiştir:
- Bakımevine alınan köpeklerden; insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlara ötanazi uygulanacaktır.
- Ek olarak, yerel yönetimler sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Bakanlar Kurulunun 28/8/2003 tarihli ve 2003/6168 sayılı Kararı ile onaylanan Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkili kılınmıştır. Bu sözleşme kapsamında sahipsiz hayvan sayılarını azaltmak, öldürmek gibi idari tedbirler de düzenlenmektedir.
Bu yeni gelen bu iki düzenlemenin uygulanabilirliğinin artırılması için ise, adli cezaları düzenleyen “bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişi” ifadesi bakımından bu eylemler hariç tutulmuştur.
v. Hayvanlarla İlgili Yasakları Düzenleyen Madde bakımından:
Hayvanlara ya da onların ana karnındaki yavrularına veya yumurtalarına zarar verebilecek sunî müdahaleler yapmak, yabancı maddeler vermek
“kanunî ve tıbbî gerekçeler hariç” olmak üzere sınırlandırılmıştır. Yerel yönetimler adına toplanan Sahipsiz hayvanları bakımevi dışında bir yere terk etmek veya bakımevinde barındırılan köpekleri bakımevi dışında bir yere bırakmak yasaklanmış ve buna aykırı davrananlara hayvan başına 50.000 TL idarî para cezası düzenlenmiştir. Ev hayvanını terk edenlere, hayvan başına 2.000 TL olan idarî para cezası 60.000 TL’ye çıkarılmıştır.
vi. Yerel yönetimlerin/Belediyelerin yetkisi bakımından:
Sahipsiz veya güçten düşmüş ya da tehlike arz eden hayvanların korunması ve sahiplendirilinceye kadar bakımının yapılması ile rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla
Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 25.000’i aşan belediyelerin hayvan bakımevleri kuracağı düzenlenmiş ve “büyükşehir ilçe belediyeleri ile diğer belediyeler” bu yetki kapsamdan çıkarılmıştır. Bu belediyeler
31/12/2028 tarihine kadar bu hayvan bakımevlerini kurmakla ve
mevcut bakımevlerinin koşullarını iyileştirmekle yükümlüdür.
Yukarıdaki kapsam dahilinde olmayan belediyeler ise sorumluluk alanındaki hayvanları en yakın hayvan bakımevine götürme yükümlülüğüne sahip olup, hayvan bakımevi kurma zorunlulukları bulunmamaktadır. Kanun Değişikliği ile bu belediyeler arasına il özel idareleri de eklenmiştir.
Buna ek olarak, 31/12/2028 tarihine kadar, belediyelerin hayvan bakımevlerini kurmak, rehabilitasyon işlemlerini gerçekleştirmek ve Sahipsiz hayvanlara sahiplendirilinceye kadar bakmak için; kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinin ‰5’i (binde beşi) oranında kaynak ayıracakları ve bu oranın büyükşehir belediyelerinde ‰3’ü (binde üçü) olarak uygulanacağı belirtilmektedir.
Bu oranlar Kanun Değişikliği ile aynı kalmışsa da buna ek olarak düzenleme getirilmiş; Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belediyelerce bu oranların üzerinde yapılan harcamaların yüzde 40’ının; belirlenmiş bu oranların yüzde 40’ını geçmemek ve tevsik edilmesi kaydıyla ilgili belediyeye aktarılacağı düzenlenmiştir. Ayrıca ilgili belediyeler bakımından, belirtilen kaynağı ayırmayan belediye başkanı ve meclis üyeleri ile ayrılan kaynağı belirtilen sebepler için sarf etmeyen ya da bu kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 12 yıla kadar hapis cezası verileceği yeni getirilen düzenlemelerden biri olmuştur.
vii. GÖRÜŞLERİMİZ:
Kanun Değişikliği ile, hayvan hakları ve refahı konusunda birtakım düzenlemeler getirmiş olmakla birlikte, naçizane görüşümüz, yasama faaliyeti (taslak metnin değerlendirilmesi, onaylanması, eleştiriler doğrultusunda gerektiğinde değiştirilmesi vb.) toplumsal beklentileri daha kapsamlı bir şekilde yansıtabilmeliydi.
Yasamanın, özellikle toplumu doğrudan ilgilendiren konularda düzenleme getirirken kamu vicdanını dikkate alarak toplumun tüm kesimlerinin sesini yansıtacak şekilde hareket etmesi hukuk sosyolojisinin temel prensibidir.
Kanun Değişikliği ile sokakta herhangi birine zarar vermeyerek yaşayan/yaşamaya devam edebilecek olan ve Kanun Değişikliği ile “Sahipsiz hayvan” olarak tanımlanan hayvanların toplanarak belli bir süre hayvan bakımevlerinde sahiplendirilmesinin beklenmesi, akabinde sahiplenilmeyen hayvanların “insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarının” ötanazi yöntemi ile uyutulabilecek olması da tamamen subjektif değerlendirmelere açık olmaktadır.
Getirilen düzenleme ile, takdir hakkını kullanabilecek yerel yönetimlere, ötanazi sebebi olarak sayılan “hayvanın saldırgan olduğu”, “bulaşıcı ve tedavi edilemeyen bir hastalığı olduğu”, “kamu güvenliği için tehlike oluşturduğu”, “bulaşıcı hastalık taşıdığı”, “yaban hayatına ve biyolojik çeşitliliğe zarar verdiği” şeklindeki gerekçelerle Sahipsiz hayvanların ölümünün önü açılabilmekte, takdir hakkının kötüye kullanılma ihtimali toplum nezdinde endişelere sebebiyet vermektedir.
Bu Kanun Değişikliği ile, Sahipsiz hayvanlardan sahiplendirilme niteliği olanlar sahiplendirilinceye kadar hayvan bakımevinde barındırılacağı şeklinde değişiklik yapılmışsa da ülkemizde sokaklarda yaşayan Sahipsiz hayvanların tamamını barındırabilecek hayvan bakımevi sayısı da bulunmamaktadır. Dolayısıyla, sokaktan toplanan hayvanların tamamını barındırabilecek hayvan bakımevi sayısı artırılmadan, bir adımı “hayvan bakımevinde barındırılma” olan bir aksiyon planının hayata geçirilmesinin beklenmesi de mümkün olmamaktadır.
Diğer yandan, Kanun Değişikliği ile düzenlenen “ötanazi” kelimesinin sözlük anlamının ölme hakkı olduğu açıktır Kanun Değişikliği ile ise kelime anlamı karşılığı kapsamında ötanaziden değil, öldürme hakkından bahsedilmektedir. Yasa lafzında ötanazi ifadesine yer verilmişse de kendisini ifade etme yetisine sahip olmayan bir hayvanın ölme hakkını kullanması mümkün olamayacağına göre, bu ifadenin de yine kamu vicdanını zedeleyebileceği değerlendirilebilecektir.
Kanun Değişikliği’nin tam metnine
buradan ulaşabilirsiniz.
Cerensu Çetin Yenigün, Kıdemli Avukat