Önerilen Aramalar

İklim Değişikliği Kanun Taslağı Mecliste!

17.03.2025

Tüm Haberler
Bu bilgi notu, İklim Değişikliği Kanun Teklifi’nin amacı ve Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim unsurların bazında değerlendirmeler içermektedir.
İklim Değişikliği Kanun Teklifi (“Teklif”), Türkiye’nin net sıfır emisyon hedefi ve yeşil büyüme vizyonu doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadele etmek amacıyla hazırlanmıştır. Teklif, sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğine uyum, emisyon ticaret sistemi (“ETS”) kurulması ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik finansman mekanizmalarının geliştirilmesi gibi konuları kapsamaktadır. Ayrıca, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (“SKDM”) ve Türkiye Yeşil Taksonomisi gibi düzenlemelerle uluslararası sürdürülebilirlik politikalarıyla uyumu artırmayı hedeflemektedir. Teklif hem kamu hem de özel sektöre yönelik yükümlülükler getirerek, Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçiş sürecini desteklemektedir.

Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim’in Temel Bileşenleri Kapsamında İklim Kanunu Teklifi

Bu kapsamda Teklif, Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim (Environmental, social, and governance “ESG”) çerçevesinde değerlendirildiğinde önemli unsurlar içerdiği görülmektedir.

Çevresel Boyut

Çevresel boyut kapsamında Teklif’in temel hedeflerinden biri sera gazı emisyonlarının azaltılması ve net sıfır emisyon hedefine ulaşılmasıdır. Bu doğrultuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bağlı kuruluşu olarak kurulan İklim Değişikliği Başkanlığı (“Başkanlık”) tarafından ETS kurulması ve karbon ticaretinin düzenlenmesi öngörülerek piyasa temelli mekanizmalar aracılığıyla emisyonların azaltılması teşvik edilmektedir. Teklif ile ayrıca, yeşil finansman ve teşvikler yoluyla sürdürülebilir yatırımları desteklenmekte ve Türkiye Yeşil Taksonomisi’ne atıf yaparak sürdürülebilir kalkınma hedefleriyle uyumlu ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi hedeflemektedir.

Bunlara ek olarak iklim değişikliğine uyum süreçlerinin güçlendirilmesi amacıyla, Başkanlık tarafından yerel iklim değişikliği eylem planları ve sektörel risk analizleri gibi planlama araçlarının kullanılması öngörülmekte ve SKDM ile Avrupa Birliği'nin (“AB”) düzenlemelerine paralel bir yapı oluşturularak, sürdürülebilir üretim ve ticaret süreçlerinin desteklenmesi amaçlanmaktadır.

Sosyal Boyut

Sosyal boyut uyarınca iklim değişikliğiyle mücadele sürecinde sosyal adalet ve eşitliğin sağlanması hedeflenmektedir. Bu kapsamda, adil geçiş ilkesi benimsenerek iklim değişikliği ile mücadelede ve yeşil büyüme sürecinde çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler gibi süreçten en fazla etkilenebilecek kişiler öncelikli olmak üzere herkesin korunması ve yeni istihdam alanlarının oluşturulması amaçlanmıştır.

İklim adaleti çerçevesinde ise iklim değişikliği ve iklim değişikliğini önleme ile uyuma yönelik çabalardan kaynaklanan olumsuz etkilerden korunulmasına yönelik politikaların geliştirilmesi öngörülmektedir. Tüm eğitim düzeylerinde müfredat ve öğretim programlarını güncellenerek, yeşil iş gücünün yetiştirilmesi hedeflenmektedir.

Yönetişim Boyutu

Yönetişim boyutu kapsamında etkin denetim mekanizmaları ve kurumsal yapıların oluşturulmasına odaklanılmıştır. Bu doğrultuda Başkanlık, sera gazı emisyonlarının azaltımı ve iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine ilişkin ilerlemeleri yıllık bazda izleme gibi yetkilere sahip olacaktır. Şeffaflık ve izleme mekanizmaları çerçevesinde, Ulusal Katkı Beyanı, yıllık sera gazı emisyon değerleri ve tesislerin tahsisat teslimat yükümlülüklerine ilişkin bilgiler Karbon Piyasası Kurulu kararı doğrultusunda kamuoyunun bilgilendirilmesi sunulabilecektir.

Ayrıca sera gazı emisyonlarını izleme ve raporlama yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmeler için Başkanlık’a idari para cezası ve izin iptalleri gibi yaptırımları uygulama yetkisi verilmiştir.


İklim Kanunu Teklifi ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü (“CSDD”)

Teklif’e ve CSDD’ye ilişkin inceleme yapıldığında ise şirketler açısından en önemli farklılıklardan biri şeffaflık, raporlama yükümlülüğü ve yaptırımlar alanında ortaya çıkmaktadır. CSDD, şirketlerin sürdürülebilirlik stratejilerini ve iklim risklerine karşı aldıkları önlemleri düzenli olarak raporlamasını zorunlu kılmaktadır. Teklif ise sera gazı emisyonlarının yıllık bazda izlenmesini ve raporlanmasını öngörmekte, ancak ESG kriterleri doğrultusunda geniş kapsamlı bir sürdürülebilirlik raporlama yükümlülüğü getirmemektedir.

Yukarıda belirtildiği üzere Teklif kapsamında sera gazı emisyonlarını izleme ve raporlama yükümlülüklerini yerine getirmeyen işletmelere ciddi idari yaptırımlar uygulanması öngörülmektedir. Ancak, CSDD’nin tedarik zinciri boyunca insan hakları ve çevresel ihlallere yönelik sunduğu geniş kapsamlı denetim ve yaptırım mekanizmaları, Teklif’te doğrudan yer almamaktadır.

Sonuç

Türkiye’de iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik hazırlanan Teklif’in, ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda yeşil dönüşümü teşvik etmeyi amaçladığı görülmektedir. Teklif, sera gazı emisyonlarının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması ve çevresel düzenlemelerin güçlendirilmesi gibi konuları kapsamaktadır. Ayrıca, sanayi, ulaşım ve tarım gibi sektörlerde uyum politikalarının benimsenmesi öngörülmektedir. Kanun teklifinin yasalaşmasının, Türkiye’nin uluslararası taahhütlerini yerine getirmesine katkı sağlayacağını ve iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım olacağını düşünmekteyiz.
Diğer Haberler