Önerilen Aramalar

Mahkeme Tarafından Rekabet Kurulu’nun Yurtdışı Merkezli Teşebbüslerin Türkiye İştiraklerinden Bilgi Talep Edebileceğine Hükmedildi.

18.05.2021

Tüm Haberler
Rekabet Kurulu (“Kurul”) kararları zaman zaman büyük tartışmaları da beraberinde getirmektedir. Aşağıda bahsedeceğimiz Kurul kararı, merkezi yurtdışında bulunan teşebbüslerin Türkiye'deki iştiraklerine tebligat yapılarak bilgi istenebileceğine ilişkindir. Konunun daha da ilginç yanı, ilgili Mahkeme tarafından da bu karar hukuka uygun bulunmuştur.
Ankara 3. İdare Mahkemesi (“Mahkeme”) tarafından “talep edilen bilgi ve belgelerin verilmemesi nedeniyle Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (“Rekabet Kanunu”) uyarınca verilen idari para cezası kararının iptali” konulu dava kapsamında 4 Mart 2021 tarihinde davanın reddine karar (“Karar”) verilmiştir.

Karar’ın Konusu Nedir?
Kurul tarafından 17.01.2020 tarihli ve 20-05/48-M sayılı karar kapsamında, Türkiye’de faaliyet gösteren banka ve finansal kuruluşların ve bunların temsilciliklerinin mevduat, kredi, döviz, tahvil, bono, hisse senedi ve aracılık hizmetlerine ilişkin faaliyetlerinde Rekabet Kanunu’nu ihlal edip etmediklerini incelemek üzere ön araştırma (“Ön Araştırma”) başlatılmıştır.

Ön Araştırma kapsamında, Kurul tarafından yurtdışı merkezli bir bankanın (“Banka”) ve bağlı bulunduğu ana grup şirketlerinin “ABD ve İngiltere’de istihdam edilen, TL ile alım-satım yapan ve belirli işlem hacmi üzerindeki traderlarının (her bir ülke için ayrı ayrı olmak üzere) Bloomberg ve Reuters platformlarında (chat odalarındaki) 01.08.2018 - 17.01.2020 tarihleri arasında yaptıkları yazışmalara ihtiyaç duyulduğu” belirtilerek Banka’dan bilgi talebinde bulunulmuştur.

Banka ise Kurul’a iletmiş olduğu cevap yazısında; (i) ilgili yazışmaların kendisinde bulunmadığını, (ii) istenen verinin TL dışındaki işlemlere de ilişkin olacağı, bu sebeple Rekabet Kurumu’nun (“Kurum”) yetkisinin aşıldığını, (iii) ABD ve İngiltere’deki şirketlerden bilgi istenebilmesi için uluslararası sözleşmelere uyulması gerektiğini ve (iv) yurtdışında yerleşik şirketlerin yasal düzenlemeler kapsamında istenen bilgiyi ne ölçüde karşılayabileceğine ilişkin görüş bildirilemeyeceğini belirtmiştir.

Banka’nın vermiş olduğu cevap Kurul tarafından yeterli bulunmamış ve Banka’ya 2019 yılı gayri safi geliri üzerinden binde bir oranında idari para cezası uygulamıştır. Banka, Kurul’un bu kararının iptali için idare mahkemesinde dava açmıştır.

Karar Ne Diyor?
Karar kapsamında;
  • Banka, teşebbüs olarak nitelendirilerek, teşebbüsün AB bünyesinde ticari bir varlığı olmasa bile AB bünyesinde tam kontrolüne sahip olduğu bir iştirakinin bulunması halinde bu iştirak vasıtasıyla ana teşebbüse tebligat yapılabileceği kabul edilmiş ve
  • Teşebbüslerin imkanı dahilinde gerekli bilgi ve belgeleri Kurum’a vermekle sorumlu olduğu bu sebeple Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Karar’ın Niteliği Nedir?

Karar ile merkezi yurtdışında bulunan teşebbüslerin Türkiye'deki iştiraklerine tebligat yapılarak bilgi istenebileceğine ilişkin Kurul kararı, Mahkeme tarafından hukuka uygun bulunmuştur.

Bununla birlikte, Karar’a karşı istinaf yolu açık olup istinaf incelemesi neticesinde Karar’ın kaldırılması ihtimal dahilindedir.

Değerlendirmelerimiz
Birçok açıdan tartışmaya açık olan Karar kapsamında Mahkeme, gerçekleştirmiş olduğu inceleme ve değerlendirmeler çerçevesinde salt Rekabet Kanunu maddelerini tekrarlamakla yetinmiş ve ulaşılan sonuç ile ilgili maddeler arasındaki bağlantıyı yeterince somutlaştırmamıştır.

Banka’dan ABD ve İngiltere’de bulunan teşebbüslere ilişkin bilgi istenmesinin yasalara uygunluğu tartışma konusu yapılmış olmasına karşın meseleye yalnızca AB Hukuku perspektifinden yaklaşılmakla yetinilmiş, Amerikan ve İngiliz Hukuku perspektiflerine değinilmemiştir.

Bu minvalde; uygulamada Kurum tarafından talep edilen bilgi ve belgelerin yurtdışından aktarımı söz konusu olabileceğinden veri transferi konusundaki yasal düzenlemelerle karşılaşılabilecek ve Banka nezdinde belgelere erişim problemi yaşanabilecektir.

Son olarak, Rekabet Kanunu uyarınca yetki alanı Türkiye ile sınırlanmış olan Kurum’un yurtdışından belge temin edilememesi sebebiyle Türkiye’de bulunan teşebbüse yaptırım uygulaması “yetki aşımı” açısından da tartışmaya yol açılabilecektir.

Söz konusu değerlendirmelerimiz doğrultusunda; Mahkeme’nin vermiş olduğu kararın Rekabet Hukuku açısından yerindeliğinin tartışmaya açık olmasının yanında, Karar’ın hukuk ilkeleri uyarınca açık ve gerekçeli olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, uygulanabilirlik açısından hiçbir değerlendirme yapılmadığı ve Mahkemenin Kararını dayanaksız bıraktığı da tartışmaya açıktır.

Karar’a ilişkin görsele buradan ulaşabilirsiniz.

Nur Duygu Bozkurt Kadirhan, Kıdemli Avukat
Burak Batı, Avukat
Işılay Işık, Stajyer Avukat

Diğer Haberler