Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun (“Kanun”), 19 Aralık 2018 tarihli ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Kanun uyarınca, arabuluculuk ile ilgili oldukça önemli düzenlemeler mevcuttur. 1 Ocak 2019 tarihi itibariyle yürürlüğe girecek olan düzenleme uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat taleplerine ilişkin ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiştir.
Bilindiği üzere hangi davaların “ticari dava” sayılacağı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine düzenlenmiş olup, uygulamada sıkça rastlanılan davalardan örnekler vermek gerekirse;
-
Cari hesaptan kaynaklanan alacak davaları,
-
Ticari bir alacağa ilişkin başlatılan icra takibinin itiraz sebebiyle durması halinde, bu itirazın hükümden düşürülmesi için açılacak “itirazın iptali” davaları,
-
Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları;
-
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir hukuk davası,
-
İşletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi ile ilgili bir dava,
-
Rekabet yasağına ya da yayın sözleşmesine dair ya da kredi mektubu ve kredi emrinin düzenlenmesi ile ilgili bir dava,
-
Komisyon sözleşmesine ilişkin bir dava,
-
Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan bir dava ise yine ticari dava olarak kabul edilmektedir.
Yukarda sayılan tüm bu ticari uyuşmazlığa ilişkin dava türlerinin açılmasından önce mutlaka arabuluculuk kurumuna başvurulması gerekecektir.
Türk Ticaret Kanunu’nda Yapılan Düzenlemeler
Kanun ile bahsi geçen bu davalarda arabulucu yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı (6) hafta içinde sonuçlandıracak ve bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla iki (2) hafta uzatılabilecektir. Söz konusu arabuluculuk şartı düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren (1 Ocak 2019) ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da görülen davalar hakkında uygulanmayacaktır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda Yapılan Düzenlemeler
Kanun ile yapılan bir diğer düzenleme ise 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (“
ArbK”) genel nitelikteki hükümlerine ilişkin olmakla birlikte yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.
ArbK ile yapılan yeni düzenleme ile dava şartı arabuluculuklara ilişkin, söz konusu alacağı veya tazminatı elde etmeye ilişkin zaman kaybı yaşamamak adına, özellikle aşağıda belirtilen noktalara dikkat edilmelidir:
-
Davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanan bir örneğini dava dilekçesine eklemesi gerekmektedir. Aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilecektir.
-
İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Arabuluculuk Başvuru Süreci
Söz konusu başvuru, uyuşmazlığın konusuna göre yetkili mahkemenin bulunduğu yer arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılacaktır. Arabulucu, komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden büro tarafından belirlenecek olup tarafların listede yer alan herhangi bir arabulucu üzerinde anlaşmaları halinde ise bu arabulucu görevlendirilecektir.
Başvuran taraf, kendisine ve kendisinde mevcut olması halinde karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini arabuluculuk bürosuna verecektir. Büro, aynı zamanda tarafların resmi kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırma yetkisine de sahiptir. İlgili kurum ve kuruluşlar ise büro tarafından talep edilen bilgi ve belgeleri vermekle yükümlüdür. Görevlendirilen arabulucu büro tarafından verilen iletişim bilgilerini esas alıp ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma imkanına da sahiptir. Arabulucu elindeki bilgiler ile her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ilk toplantıya davet edecektir. Söz konusu tüm bu işlemlerini belgeye bağlaması gerekmektedir.
Yetki
Arabulucu, görevlendirmeyi yapan büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate alma yetkisine sahip olmaması sebebiyle birlikte karşı taraf en geç ilk toplantıda, yetkiye ilişkin belgeleri sunmak suretiyle arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edebilir. Bu durumda arabulucu, dosyayı derhal ilgili sulh hukuk mahkemesine gönderilmek üzere büroya teslim edecektir. Mahkeme, harç alınmaksızın dosya üzerinden yapacağı inceleme sonunda en geç bir hafta içinde yetkili büroyu kesin olarak karara bağlayarak dosyayı büroya iade edecektir. Mahkeme kararı büro tarafından 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca taraflara tebliğ edilecektir. Yetki itirazının reddi durumunda aynı arabulucu yeniden görevlendirilir ve arabuluculuk görüşmesini sonuçlandırmaya ilişkin süreler yeni görevlendirme tarihinden başlar. Yetki itirazının kabulü durumunda ise kararın tebliğinden itibaren bir hafta içinde yetkili büroya başvurulabilir. Bu durumda yetkisiz büroya başvurma tarihi yetkili büroya başvurma tarihi olarak kabul edilerek yetkili büro ArbK uyarınca arabulucu görevlendirecektir.
Süreler
Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç (3) hafta içinde sonuçlandıracak olup bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir. Bu durumda Ticari uyuşmazlıklarda görüşmelerin altı (6) hafta içinde sonuçlandırılmasına ilişkin arabuluculuk hükümleri saklıdır.
Kanun uyarınca arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımının duracağı ve hak düşürücü sürenin işlemeyeceği belirtilmiştir. Kanunda ayrıca Dava açılmadan önce ihtiyati tedbir kararı ve/veya ihtiyati haciz kararı verilmesi halinde ilgili kanunlarda öngörülen dava açma sürelerinin, arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar işlemeyeceği de belirtilmiştir.
Diğer Hükümler
Son olarak özel kanunlarda tahkim veya bir başka alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hallerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmayacaktır.
İlgili kanunlarda dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin kabul edilen özel hükümler saklı kalmakla birlikte ArbK’da hüküm bulunmayan hallerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu Kanunun diğer hükümleri uygulanacaktır.
Kanun’un tam metnine ulaşmak için, lütfen
buraya tıklayınız.
Eylül Bengisu Gümüş, Avukat
İlayda Gönlügür, Stajyer Avukat