7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Torba Kanun”) 26 Ekim 2021 tarihli ve 31640 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup; Torba Kanun maddeleri bakımından farklı yürürlüğe giriş tarihleri öngörülmüştür.
Torba Kanun Ne Getiriyor?
Torba Kanun; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu (“
GVK”) ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (“
VUK”), başta olmak üzere vergi mevzuatı kapsamında önemli birtakım değişiklik ve eklemeler getirmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler-
Kazançları basit usulde tespit edilen mükelleflerin kazançları, 1 Ocak 2021 tarihi itibariyle gelir vergisinden müstesna kabul edilmiştir.
-
Sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliği faaliyetlerinden icra elde edilen kazançlar, toplamı GVK’da belirtilen gelir diliminde yer alan tutarı aşmamak ve kazanca ilişkin tüm gelirler Türkiye’de kurulu bir bankada açılacak hesap aracılığıyla tahsil edilmek şartı ile 1 Ocak 2022 tarihi itibariyle gelir vergisinden müstesna kabul edilmiştir.
-
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destekleme ödemeleri, gelir vergisinden müstesna kabul edilmiştir.
-
Yıllık beyana tabi gelirler üzerinden tahakkuk eden vergilerin Mart ve Temmuz aylarında iki taksitte ödeneceği belirlenmiştir.
-
Ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının, 2022 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilecek beyannamelerden itibaren uygulanmak üzere, ilgili hesap döneminin ilk dokuz ayı bakımından üçer aylık dönem kazançları üzerinden ilk gelir dilimine uygulanan oranda geçici vergi ödeyeceği belirlenmiştir.
-
Vergiye uyumlu mükelleflere yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden tanınan vergi indirimi bakımından aranan şartlar hafifletilmiş; 1 Ocak 2022 tarihi itibariyle verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri açısından olumsuz bir şart teşkil edebilmesi için vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış tarhiyatların kesinleşmiş olması koşulu getirilmiştir. Ayrıca, kesinleşen tarhiyatlar bakımından da indirimin hesaplanacağı beyannamenin olduğu yıl için indirim tutar sınırının %1’ini aşmaması durumunda bu şartın ihlal edilmemiş sayılacağı belirtilmiştir.
Vergi Usul Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler-
Fiziki ortamdan bağımsız olarak elektronik ortamda vergi dairesinin kurulması, vergi dairelerinin diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlenmesi suretiyle mükelleflere hızlı ve etkin hizmet verilebilmesinin sağlanması, vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda kurulan vergi daireleri tarafından da yerine getirilmesi temin konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı’na (“Bakanlık”) yetki verilmiştir.
-
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın (“GİB”) görev alanına ilişkin işlerde hizmet alımı yoluyla çalıştırılanın yanı sıra hizmet alımı yapılanların ortak ve yöneticilerinin de bu görev ve sıfatları nedeniyle mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine müteallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa edememeleri ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef’ine kullanamamalarını temin etmek üzere bu kişiler de VUK çerçevesinde vergi mahremiyeti yükümlülüğü kapsamına alınmıştır.
- Yabancı memleketlerde bulunanların kendilerine yapılacak tebligattan daha hızlı bir şekilde haberdar olmasının sağlanması ve tebligat sürecinin etkinleştirilmesi amacıyla, yabancı memleketlerde bulunan Türk vatandaşlarına yapılacak tebligatta hangi usullerin izleneceği ile vergi dairelerinin yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evraklarının, GİB’e gönderilmeksizin, vergi dairesi başkanlıkları, vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde defterdarlıklar tarafından doğrudan yurtdışı temsilciliklerine gönderilmesi imkanı getirilmiştir.
-
1 Haziran 2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmek üzere, tebliğin konusu her biri için ayrı ayrı olmak üzere maddede yer alan tutardan fazla vergi veya vergi cezasına taalluk ettiği takdirde, ilan yazısının Bakanlığa bağlı vergi daireleri açısından GİB’in, diğerleri için ilgili idarenin resmi internet sitesi üzerinden de duyurulması imkanı getirilmiştir.
-
Standart ve hata yapma olasılığının az olduğu düzeltme işlemlerinde (mükerrer ödemeden kaynaklanan, düşük tutarlı olan vb. düzeltme işlemlerinde) yetki devri yapılabilmesi ile ilgili dönemde bağlı olunan vergi dairesi tarafından yapılması gereken düzeltmelerin diğer vergi daireleri tarafından da yapılabilmesine izin verme konusunda GİB’e yetki verilmiştir.
-
1 Temmuz 2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmek üzere, vergi incelemelerinin esas itibariyle vergi dairesinde yapılacağı düzenlenmiştir. (Mükellef ve vergi sorumlusunun talep etmesi ve iş yerinin müsait olması halinde inceleme iş yerinde de yapılabilecektir.)
-
1 Temmuz 2022 tarihi itibariyle yürürlüğe girmek üzere, incelemeye tabi olana, vergi incelemesinin konusu ve incelemeye başlanıldığı hususunun yazılı olarak bildirileceği düzenlenmiştir.
- Gider pusulası düzenlenme zorunluluğunun bulunduğu durumlara açıklık getirilmiş belgenin düzenlenme süresi azami yedi gün olarak belirlenmiştir. Ayrıca, maddenin mevcut metninde yer alan hükümler, uygulamada bugüne kadar tecrübe edilen hususlar çerçevesinde gözden geçirilmiş ve bazı durumlarda banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı vb.) ile belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgelerin gider pusulası yerine kabul edileceği ve bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmeyeceği belirtilmiştir.
-
Elektronik defter beratı ve elektronik muhasebe fişine ilişkin tanımlar VUK’a eklenerek defter ve belgelerin elektronik ortamda ibraz edilebilmesi olanağı getirilmiştir. Diğer taraftan, vergi mahremiyetine ilişkin hükümlerin elektronik defter, belge ve kayıtların oluşturulması, imzalanması, iletilmesi ve saklanması hususlarından herhangi biri için hizmet verme konusunda yetkilendirilen mükelleflerin ortak, yönetici ve çalışanları hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir.
-
VUK değerleme ölçüleri kapsamına “Alış Bedeli” değerleme ölçüsü eklenmiştir.
-
VUK uyarınca maliyet bedeli kapsamına; (i) iktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; gümrük vergileri, gümrük komisyonları, yükleme, boşaltma, nakliye ve montaj giderleri, (ii) İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; resim ve harçlar, noter, tapu, mahkeme, değer tespiti, danışmanlık, komisyon ve ilan giderleri, (iii) İktisadi kıymetin finansmanında kullanılan kredilere ait faiz giderleri ve bunlara ilişkin kur farklarının; emtiada emtianın stoklara girdiği tarihe kadar, diğer iktisadi kıymetlerde ise iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmı ile söz konusu kredilere ilişkin giderler (Faiz giderleri ile kur farklarının diğer kısımlarını maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.), (iv) İktisadi kıymetin stoklara veya envantere alındığı tarihe kadarki depolama ve sigorta giderleri ve (v) Gayrimenkullerde mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler dahil edilmiştir.
-
Kollektif, adî komandit ve adî şirketler dâhil olmak üzere tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine (söz konusu maddenin enflasyon düzeltmesi yapanlar ile kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç), enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dahil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini (bu niteliklerini korudukları müddetçe sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilenler hariç) ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları yeniden değerleyebilme imkânı getirilmiştir.
-
Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan ve 3.000 TL’yi aşmayan alacakların şüpheli alacak sayılacağı düzenlenmiştir. Böylelikle, dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin azami bir tutar belirlenerek, bu konudaki belirsizlik giderilmiştir. Diğer taraftan, şüpheli alacak hükümlerinin işletme hesabı esasında defter tutan mükellefler açısından da uygulanabilmesine imkân tanınmıştır.
-
Uygulamada tecrübe edilen hususlar ve yargı kararlarının yanı sıra fiil ile bu fiile uygulanacak ceza arasında orantılılık bulunması gerektiğine yönelik genel ceza hukuku ilkesi de dikkate alınarak, yapılacak artırım tutarının kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacağı temin edilmiştir. Bir başka ifadeyle, kesinleşen bir cezadan sonra ilgili süreler içeresinde yeniden ceza kesilmesi durumunda, madde gereğince bu ceza üzerine eklenecek olan artırım tutarı, kesinleşen cezadan fazla olmamak üzere, kesilen cezanın %50’si olacaktır.
-
Kâğıt ortamında yapılan/tutulan kayıt ve defterlere yönelik olarak kayıt nizamına ilişkin hükümlere uyulmaması durumunda kesilecek cezalar ile yetki kapsamında uygulanmakta olan elektronik kayıt ve defter uygulamalarındaki kayıt nizamına uyulmaması fiillerine uygulanacak cezaların aynı mahiyette olması ve bu fiillere karşılık olarak birinci derece usulsüzlük cezası kesilmesi temin edilmiştir.
- Gider pusulasının hiç düzenlenmemiş sayıldığı durumlara bağlı olarak özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi temin edilmiştir. Ayrıca, uygulamada ortaya çıkan belirsizliklerin giderilmesi ve bildirim yükümlülüğüne olan uyumun artırılması amacıyla belge basımı ile ilgili bildirim yükümlülüğüne yönelik ceza hükmünde mükellef lehine değişiklik yapılmıştır. Diğer taraftan yapılan değişiklikle, tasdik kapsamına alınan konulara ilişkin olarak ibraz edilmesi gereken yeminli mali müşavir tasdik raporunun ilgili sürede ibraz edilmemesi durumunda, ibraz yükümlülüğünü yerine getirmeyen mükellef adına özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi imkanı düzenlenmiştir.
-
Mükelleflerin vergiye uyumlarının artırılması amacıyla, devam etmekte olan vergi incelemesinin ilgili olduğu vergi türünden ve takdir komisyonuna sevk edilen olayın ilgili olduğu vergi türünden farklı vergi türü için pişmanlık ve ıslah müessesesinin uygulanabilmesi temin edilmiştir. Değişiklikle mükelleflerin, haklarında yapılmakta olan vergi incelemesi ya da yapılan takdire sevk işlemine ilişkin vergi türünden farklı vergi türü için pişmanlıkla beyanname verebilmesi mümkün hale gelmiştir.
- Vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları bakımından söz konusu olan indirimin, uzlaşma ve tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına alınan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için de uygulanabilmesi temin edilmiştir.
-
Vergisel uyuşmazlıkları azaltmak, daha etkin bir vergilendirme süreci oluşturmak adına 5.000 TL altında kalan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları bakımından vergi ziyaı, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları bakımından uygulanacak indirimin %50 artırımlı bir şekilde uygulanması sağlanmış; 5.000 TL üzeri cezalar bakımından ise uzlaşma talebinde bulunabilme hakkı mükelleflere tanınmıştır.
- İhtilafların azaltılması ve vergisel süreçlerde etkinliğin artırılması amacıyla, 5.000 TL’yi aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına alınmıştır. (Uzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde, cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınacaktır.)
-
Mükelleflerin, usulüne uygun yürürlüğe konulmuş bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın “Karşılıklı Anlaşma Usulü” hükümlerine göre GİB’e veya çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine bağlı olarak diğer ülke yetkili makamlarına başvurabileceği açıklanmıştır. Ayrıca, vergilendirmenin matrah veya vergi farkları itibarıyla bölünebildiği durumlarda çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması kapsamındaki bölümüne isabet eden kısmı için başvuru yapılabileceği düzenlenmiştir.
Diğer Vergi Kanunlarında Yapılan Değişiklikler-
GVK mükerrer 20/B maddesi kapsamında vergilendirilen kazançlara konu teslim ve hizmetler, katma değer vergisinden müstesna kabul edilmiştir.
-
Şirketlerin sermaye yapısı güçlendirmek, öz kaynak ile finansman teşvik etmek ve ülkemize yabancı sermaye/yurtdışından kaynak girişinin artırılması amacıyla nakdi sermaye artışından kaynaklanan faiz indirimi oranının %75 olarak uygulanacağı belirlenmiştir.
Torba Kanun’un tam metnine ulaşmak için lütfen
buraya tıklayınız.
MORAL | KINIKOĞLU | PAMUKKALE | KÖKENEK
Nur Duygu Bozkurt Kadirhan, Kıdemli Avukat
Burak Batı, Avukat
Deniz Yontuk, Stajyer Avukat
Zeynep Yalçın, Stajyer Avukat