Önerilen Aramalar
Nur Duygu Bozkurt Kadirhan>
Nur Duygu Bozkurt Kadirhan
Kıdemli Avukat
Ekibimiz
Duygu Bozkurt Kadirhan, Kurumsal Danışmanlık, Birleşme ve Devralmalar, Mevzuata Uyum ve Rekabet departmanlarında aktif olarak görev almaktadır. Duygu Bozkurt Kadirhan, ulusal ve çok uluslu müvekkil şirketlerinin günlük faaliyetlerine ilişkin düzenli şirket danışmanlıkları sağlamakta, birleşme ve devralma projelerinde aktif rol oynamakta, uluslararası komplike mevzuata uyum projelerine destek vermekte ve kurumsal yönetim projelerini yürütmektedir. Rekabet departmanında ise müvekkillerine birleşme ve devralma işlemlerinde bildirim süreçlerinde, muafiyet ve menfi tespit başvurularında, Rekabet Hukuku Uyum Projelerinde, sözleşmelerin ve bazı iş ve işlemlerin Rekabet Hukuku’na uyumu açısından değerlendirilmesinde ve Rekabet Kurumu ile yapılacak olan yazışmalarda danışmanlık sağlamaktadır. Ayrıca müvekkillerine Rekabet Hukuku eğitimi vermektedir. Şirketler ve uluslararası hukuk bürolarından oluşan müvekkillerine danışmanlık verdiği sektörler ağır sanayi, bilişim, e-ticaret, havacılık ve savunma sanayi, hızlı tüketim ürünleri, enerji ve doğal kaynaklar, medya, teknoloji, tarım, tekstil ve tütün ürünleridir. Duygu Bozkurt Kadirhan ayrıca, serbest bölge ve organize ticaret bölgesi şirketlerine ilişkin derin bir uzmanlığa sahiptir.

Duygu Bozkurt Kadirhan, Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2014 senesinde mezun olup, ileri düzeyde İngilizce bilmektedir. Duygu Bozkurt Kadirhan, halihazırda Ekonomi Üniversitesi’nde Rekabet Hukuku alanında yüksek lisans tezi yazmaktadır.
Makaleler
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 367. maddesi uyarınca, anonim şirketlerde yönetim kurulu, hazırlayacağı ve yürürlüğe koyacağı bir iç yönerge ile şirketin yönetimine ilişkin birtakım yetkileri bazı yönetim kurulu üyelerine veya yönetim kurulu üyesi olmayan üçüncü kişilere devredebilmektedir.
“Koronavirüs (“Covid-19”) tüm dünyayı etkisi altına almaya devam ederken ticaret dünyasında salgının olumsuz yansımalarını en derinden hisseden alanlardan birisi olan perakende sektörü, Covid-19 sarmalında çalışanların sağlıklarını koruma, müşterilerini memnun etme ve bu zorlu dönemi minimum kayıpla atlatma amacıyla kurguladıkları planları hukuk filtresinden geçirmeye de özen göstermek durumundadır.
Teknoloji hayatımızda gün geçtikçe daha büyük bir yer kaplamakta. Bu sayede, artık en basit günlük alışverişlerimizi bile internet üstünden sağlamaya başladığımız yadsınamaz bir gerçek haline geldi. Bu doğrultuda, erişilebilirlik, hız, çeşitlilik gibi kavramlar yaşantımızın daha da önemli bir parçası oldular.
Bilindiği üzere, sosyal medya konusundaki yasal düzenlemeler Türkiye’nin gündeminde her zaman önemli bir yere sahip olmuştur.
COVID-19 (“Koronavirüs”), tüm dünyayı etkisi altına almaya devam etmektedir. Ticaret dünyasında covid-19 salgının olumsuz yansımalarını en derinden hisseden alanlardan birisi perakende sektörüdür.
Korona virüs salgınının global etkisi, küresel krize neden olabilecek nitelikteki çeşitli alan ve sektörlerde yarattığı olumsuz yansımalar, şirketlerin ticari anlaşmaları ve edimlerin ifası yönünden oldukça önemli sonuçlar doğurmaktadır.
Arabuluculuk Sonucunda Yapılan Milletlerarası Sulh Anlaşmaları Hakkında Birleşmiş Milletler Konvansiyonu’nun (“Singapur Konvansiyonu/Konvansiyon”) Onaylanması Hakkında Karar (“Karar”), 22 Nisan 2021 tarihli ve 31462 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Karar ile beraber, Konvansiyon’a ilişkin iç hukuk onay süreci tamamlanmış olup; Türkiye’nin onayı, 22 Ekim 2021 tarihine kadar Birleşmiş Milletler’in New York’ta bulunan merkezine tevdii edilecektir.
Yazımız kapsamında, En Çok Kayrılan Müşteri koşulunun tanımı ile ticaret hayatındaki temel fonksiyonu ve Türk Rekabet Hukuku kapsamındaki yeri değerlendirilecektir.
Ticari hayatta teşebbüslerin faaliyetlerini baskı altında olmaksızın serbesti ile gerçekleştirebilmesi, teşebbüslerin bulunduğu pazardaki varlığını koruyabilmesinin yanında son alıcı olan tüketicilerin adil fiyatlandırma ve kaliteli ürün dengesinde piyasaya sunulmuş son üründen faydalanabilmesi açısından da önem taşımaktadır.
2021 yılı, Türk Rekabet Hukuku bakımından birçok ilke imza atılan bir yıl oldu. Geçtiğimiz son 10 yıldaki gelişmelere kıyasla, 2021 yılında, sadece 1 yıl içinde, Türk Rekabet Hukuku uygulamasına, çeşitli içtihatlar ve mevzuat oluşumları aracılığıyla ciddi bir ivme kazandırıldı.
Türk Borçlar Hukuku ve Ticaret Hukukunda, konsinye satış şartı ve konsinye satış sözleşmesi diye anılan sözleşme türü açıkça düzenlenmemiş bir kavram olup sözleşme serbestisi kapsamında uygulama ve öğretide gelişmiş, yargı kararları ve ikincil hukuk kaynaklarında sıkça ifade bulmuş bir kavramdır.