6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“TTK”) 367. maddesi uyarınca, anonim şirketlerde yönetim kurulu, hazırlayacağı ve yürürlüğe koyacağı bir iç yönerge ile şirketin yönetimine ilişkin birtakım yetkileri bazı yönetim kurulu üyelerine veya yönetim kurulu üyesi olmayan üçüncü kişilere devredebilmektedir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (“
TTK”) 367. maddesi uyarınca, anonim şirketlerde yönetim kurulu, hazırlayacağı ve yürürlüğe koyacağı bir iç yönerge ile şirketin yönetimine ilişkin birtakım yetkileri bazı yönetim kurulu üyelerine veya yönetim kurulu üyesi olmayan üçüncü kişilere devredebilmektedir.
Yönetim yetkisinin devri, anonim şirketlerde kurumsal yönetim ilkeleri ışığında etkin yönetim organizasyonunun sağlanmasına imkan tanımakla birlikte yönetim kurulunun sorumluluğunu sınırlandırmayı sağlayan bir aracı da ifade etmektedir.
Bu bağlamda, yetki devri sonrasında yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarının belirli yönetim kurulu üyelerine veya üçüncü kişilere devrinin sınırları merak edilmekte olup, yetkiyi devreden yönetim kurulu üyeleri bakımından söz konusu olacak temel sorumluluk rejimleri, aşağıda ele alınacaktır.
I. Genel Sorumluluk Rejimi
Mevzuat çerçevesinde düzenlenen özel sorumluluk halleri haricinde, genel anlamda TTK’nın 553. maddesi uyarınca, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini
kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Ancak yönetim kurulu üyelerine kararın alınmasında veya uygulanmasında bir kusur isnat edilemiyorsa, zarar doğmuş olsa bile, yönetim kurulu üyeleri bundan sorumlu tutulamazlar.
Sorumluluğun belirlenmesinde önemli rol oynayan kusurun tespitinde ise TTK m. 369 hükmü göz önünde bulundurulmalıdır. İlgili hüküm uyarınca; yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler,
görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar.
İlgili hükümler dolayısıyla, yönetim kurulu üyeleri mevzuata uygun olarak fiili yönetim ve idareyi üçüncü şahıslara bıraksa ve şirket idaresine katılmasa dahi söz konusu
özen yükümlülüğü dolayısıyla meydana gelecek zararlardan sorumlu tutulabileceklerdir. Bir diğer deyişle, yönetim kurulu üyelerinin özen sorumluluğu yetki devri durumunda da baki kalacaktır.
II. Yetki Devri Sonrasında Sorumsuzluk Hali
Yönetim yetkisinin devriyle birlikte, yönetim kurulu ile yönetim arasında bir ayrışmaya gidilmektedir. Bu şekilde hem etkin şirket yönetimi için gerekli görevler uzman kişilerin yetkilerine verilmekte hem de sorumluluğun yetkiyi devralanlara ait olmasıyla birlikte, yönetim kurulunun sorumluluğu sınırlandırılarak şirketin üst düzeyde yönetimi ve yöneticilerin üst gözetiminin bağımsız ve etkin şekilde gerçekleştirilebilmesi sağlanmaktadır.
Buna göre, yönetim yetkisini devralan kişi, yetkiyi devredenin yerine kaim olmakta ve devredilen yetki bakımından sorumluluğu üstlenmektedir. Bu bakımdan yetkiyi devreden ise devir kapsamında görev ve yetkilerini kaybetmekte ve sorumsuzlaşmaktadır.
II. Yetki Devri Sonrası Özel Sorumluluk Halleri
Yönetim yetkisinin devriyle birlikte kurulun görev ve yetkileri,
yönetimin devredildiği kişileri seçme, yönetim organizasyonunu belirleme ve
görevleri tanımlama ile
üst gözetimi sağlama sınırına çekilmektedir.
a) Yetkinin Devredileceği Kişilerin Seçimi
TTK m. 553/2 uyarınca kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hali hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.
Bu doğrultuda; devralanın sahasında ihtisas yapmış olması, uzun yıllara dayalı aynı sektörün farklı kesimlerinde tecrübesinin bulunması, bu dönemde başarısını tevsik eden ödüller almış olması veya sabıka kaydının bulunmaması gibi hususların göz önünde bulundurularak seçim yapılması halinde, yetki devrinde yetkinin devredileceği kişiler bakımından seçimin makul özen gösterilerek gerçekleştirildiği sonucuna ulaşılabilecektir.
b) Yönetimin Devredileceği Kişilerin Üst Gözetimi
Yönetim yetkisinin tamamen devrinde, yönetim kurulunun TTK m. 375/1-e uyarınca, yöneticilerin kanuna, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve kurulun yazılı talimatlarına uygun davranıp davranmadıklarını gözetme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Bu noktada, yetki tamamen devredildiği için yönetim kurulunun TTK m. 553/2 hükmünden yararlanacağı ve bu bakımdan yalnızca yetkiyi devrettikleri kişiyi seçmede makul özen göstermediklerinin ispatı halinde sorumlu tutulabilecekleri ve bu durumda gözetim yükümlülüğünün ortadan kalkıp kalkmayacağı önemli bir tartışma konusudur.
Öğretide çoğunluk görüş uyarınca gözetim yükümlülüğünün devredilemez ve vazgeçilemez nitelik taşıması sebebiyle, yönetim yetkisi tamamen devredilmiş dahi olsa bu yetkinin her halükarda, kurul üzerinde kalacağı ve sorumluluğun devam edeceği belirtilmiştir.
Bu sebeple, yönetim kurulunun yönetim ve gözetim yetkisini devrettiği hallerde dahi üst gözetime ilişkin devredilmez görevi yönetim kurulu uhdesinde kalacaktır.
c) Kontrol Dışı Haller
Kanun koyucu, yetki devrinin sorumluluğa etkisi yanında, kontrol dışında kalan hallerden ötürü sorumsuzluğa ilişkin bir düzenlemeye de aynı maddede yer vermiştir. Buna göre, TTK m. 553/3 uyarınca, yönetim kurulu üyeleri kontrol dışında kalan kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamayacak; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamayacaktır.
III. Devredilemez ve Vazgeçilemez Yetkililer Bakımından
Yetki devrinin kapsamını, yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez yetkileri sınırında, şirketin işletme konusunun gerçekleştirilebilmesi için gerekli olan her çeşit iş ve işlemler hakkında takdir yetkisi içinde karar alabilmeye imkan tanıyan yetkiler oluşturmaktadır.
Bu yetkiler; (i) Şirketin üst düzeyde yönetimi ve bunlarla ilgili talimatların verilmesi. (ii) Şirket yönetim teşkilatının belirlenmesi, (iii) Muhasebe, finans denetimi ve şirketin yönetiminin gerektirdiği ölçüde, finansal planlama için gerekli düzenin kurulması, (iv) Müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları, (v) Yönetimle görevli kişilerin, özellikle kanunlara, esas sözleşmeye, iç yönergelere ve yönetim kurulunun yazılı talimatlarına uygun hareket edip etmediklerinin üst gözetimi, (vi) Pay, yönetim kurulu karar ve genel kurul toplantı ve müzakere defterlerinin tutulması, yıllık faaliyet raporunun ve kurumsal yönetim açıklamasının düzenlenmesi ve genel kurula sunulması, genel kurul toplantılarının hazırlanması ve genel kurul kararlarının yürütülmesi ile (vii) Borca batıklık durumunun varlığında mahkemeye bildirimde bulunulması hususlarıdır.
Söz konusu devredilemez görev ve yetkiler yönetim kurulu üzerinde bulunduğundan, icrada görevli olmayan yönetim kurulu üyeleri de devredilemez görev ve yetkilerin icra edilmesi bakımından yükümlüdür.
IV. Yetki Devrinin Usulüne Uygun Gerçekleştirilmesi
Bununla birlikte, yetki ve sorumluluk devrine ilişkin tüm bu hususlara ek olarak, yönetim kurulunun yetki devri yapmaksızın (bir iç yönerge hazırlanmaksızın) fiili olarak yetkilerini paylaşması hususuna değinilmelidir. Bu şekildeki bir yetkilendirme m. 375/1-d kapsamına da dahildir.
Ancak önemle belirtilmelidir ki, söz konusu hallerde fiilen bir yetki devri yapılmış olsa da; gerçekleştirilen yetki devir işlemi TTK'nın 366. maddesi anlamında iç ilişkiye özgü iş bölümü olarak kabul edilecek ve yönetim kurulu, yetki devredilmemiş gibi sorumlu olmaya devam edecektir.
Bu nedenle, yetki devrinin TTK m. 367’ye uygun şekilde yapılması, TTK m. 553/2 anlamında yönetim kurulunun sorumluluğunun sınırlandırılması noktasında büyük önem arz etmektedir.
Sonuç
Mevzuata uygun bir şekilde, kanunen devredilemez yetkiler dışındaki görev ve sorumlulukların yetkiyi devralan kişiye nakli, eş zamanlı olarak yetkiyi devredenlerin sorumluluklarının azalması ile sonuçlanacaktır. Bununla birlikte, her halükarda yetkinin devredileceği kişilerin seçimi ve üst gözetimleri ile özen sorumluluğunun her daim gözetilmesi gerekliliği unutulmamalıdır.
Karaca Kacar, Kıdemli Avukat
Nur Duygu Bozkurt Kadirhan, Kıdemli Avukat
Burak Batı, Avukat