İnternet, günümüzde enformasyon ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen gelişmelerle birlikte, ekonomiye yön veren en önemli platformlardan biri haline gelmiştir.
İnternet kullanımının dünya çapında yaygınlaşması pek çok fayda sağladığı gibi hukuki açıdan da birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Bu hukuki sorunların en başında da fikri ve sınai mülkiyet haklarının ihlalleri ve bu ihlallerin nasıl önlenebileceği gelmektedir. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu çerçevesinde, marka hakkının internet kullanımı vasıtasıyla ihlal edildiği çeşitli durumlar bulunmakla beraber; bu yazımızda fikri ve sınai mülkiyet haklarından marka hakkının internet ortamına özgü ihlalleri üzerinde kısaca durulacaktır.
Marka, bir işletmenin mal ve/veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve/veya hizmetlerinden ayırt etmeyi sağlayan işarettir ve üretici ile ürünün müşteriler nezdindeki güvenirliliği ve kalitesi için de bir referans oluşturmaktadır. İşte bu referans sebebiyle, müşterileri yanıltarak haksız çıkar elde etmek isteyen kişiler tarafından marka hakkı çeşitli yöntemlerle ihlal edilebilmektedir. Günümüzde internetin hızı, küresel etkisi, kullanıcı sayısının fazlalığı gibi etkenler sebebiyle marka hakkı ihlallerine internet ortamında sıklıkla rastlanmakta ve internet ortamı üzerinden gerçekleşen marka hakkı ihlallerinin önüne geçilmesinde de büyük zorluklar yaşanmaktadır.
Başkasına ait bir markanın internet ortamındaki kullanımının hukuka aykırı olarak kabul edilmesi için bu kullanımın ticari etki yaratacak bir kullanım olması ve markayı internet ortamında kullanan kişinin marka ile meşru bir bağlantısının olmaması gerekmektedir.
İnternet ortamına özgü marka hakkı ihlalinin yaygın olarak gerçekleştiği durumlar, (i) Markayı oluşturan işaretin “alan adı” olarak kullanılması, (ii) Markanın “yönlendirici kod” veya “anahtar sözcük” olarak kullanılması, (iii) Markanın spam e-posta içeriğinde kullanılması şeklinde sıralanabilir.
i. Markayı Oluşturan İşaretin Alan Adı Olarak Kullanılması
İnternet alan adları, internet üzerinde bulunan bilgisayar veya internet sitelerinin adresini belirlemek için kullanılan internet protokol (“IP”) adresini tanımlayan adlardır. İnternet alan adı alımında “önce gelen önce alır” kuralı gereğince, daha önce alınmamış bir alan adını kendi adına tescil ettirmek isteyen bir kişi kolaylıkla bu tescili alabilmektedir.
İnternet alan adı alınırken, başvuru sahibi ile alan adı arasında herhangi bir hukuki bağ olup olmadığına bakılmamakta, yalnızca aynı alan adının daha önce alınıp alınmamış olduğu kontrol edilmektedir. Bu kural sebebiyle, müşteriler nezdinde güvenilirliği ve kalitesiyle bilinen markaların işaretleri, marka hakkı sahiplerinden önce başka bir kişi tarafından internet alan adı olarak alınabilmekte ve bu sayede marka hakkı sahibinden haksız çıkar elde edilmek istenebilmektedir.
Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca, başkasına ait bir marka işaretinin kullanılmasına dair bir hakkı veya meşru bir bağlantısı olmamasına rağmen ticari etki yaratacak şekilde bu markaya ait işareti kullanan kişi aslında marka hakkını ihlal etmektedir. Öte yandan, tescilli bir marka ile aynı işaretin tamamen farklı mal ve hizmetler için internet alan adı olarak kullanılması durumunda, internet alan adı ve tescilli markanın karıştırılma ihtimali bulunmayacağı için bu durumda bir marka hakkı ihlalinden söz edilemeyebilecektir. Ancak markanın tanınmış bir marka olması halinde, daha yüksek bir korumadan faydalanılacak olunması sebebiyle yine de karıştırılma ihtimalinin bulunduğu ve bu sebeple bir marka hakkı ihlali olduğundan bahsedilebilecektir.
ii. Markanın Arama Motorlarında “Yönlendirici Kod” veya “Anahtar Sözcük” olarak kullanılması
İnternette arama motorlarında anahtar bir kelime ile arama yapıldığında, çıkan sonuçlar anahtar kelime ile en ilgili olan sonuçtan en az ilgili olan sonuca doğru listelenmektedir. Ancak örneğin Google tarafından Adwords olarak isimlendirilen reklam sistemiyle; reklam verenin belirlediği anahtar kelime ya da kelime gruplarının aratılması halinde, en çok ilgili olan sonuç olmasa dahi reklam verenin internet sayfasının bağlantısı arama sonuçlarında üst sıralarda çıkabilmektedir.
Adwords reklamcılık uygulamasında, reklam veren işletmeler arama sonuçlarında üst sıralarda yer alabilmek adına, genellikle kendi faaliyet alanında kalitesi ve tanınırlığıyla müşteriler tarafından aratılan markaları sloganları veya kelime topluluklarını anahtar sözcük olarak kullanabilmektedir ve sponsor bağlantı yoluyla marka hakkı ihlaline sebep olabilmektedir.
iii. Markanın Spam E-posta İçeriğinde Kullanılması
Spam e-postalar, ticari içerikli mesaj vermek amacıyla alıcıların izni olmaksızın birbiri ardına gönderilen ve alıcıların dikkat ve ilgisini çekmek için kullanılan bir reklamcılık yöntemidir.
Spam e-posta yoluyla yapılan reklamcılık faaliyetleri esnasında genellikle toplumda bilinen markalara ait işaretler e-posta içeriklerinde, e-posta adres veya uzantılarında kullanıcıların dikkatini çekmek için kullanılabilmektedir. Ancak Sınai Mülkiyet Kanunu madde 7’de düzenlenmiş olan “İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması…” hükmünün bu davranışı yasaklamış olması sebebiyle, spam e-posta yoluyla başkasına ait marka işaretlerinin kullanılması marka hakkının ihlali anlamına gelmektedir.
Marka, müşteriler nezdinde ürün ve üretici için belirli bir kalite ve güven duygusu oluşturduğu için, müşteriler nezdindeki bu algıdan haksız bir şekilde kazanç elde etmek isteyen kişiler tarafından sıklıkla marka hakkı ihlalleri gerçekleştirilebilmektedir. İnternet ortamına özgü marka hakkı ihlali çeşitleri yukarıda açıklanmış olmakla beraber; başta Sınai Mülkiyet Kanunun olmak üzere çeşitli yasal düzenlemeler çerçevesinde marka hakkı ihlallerine karşı hukuki başvuru yolları bulunmaktadır. Gelecek yazımızda internet ortamına özgü marka hakkı ihlalleri ile karşılaşılmaması adına alınabilecek önleyici tedbirler ve bu ihlaller ile karşılaşıldığında izlenebilecek hukuki başvuru yolları hakkında bilgi verilecektir.